kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

TÜRKİYELİLİK SİYASETÇİLERİ İŞSİZ KALABİLİRLER

Posted by kaniyasor 28 Haziran 2014

Kani Yado – 28.06.2014: Yaşadığımız coğrafya gittikçe ısınıyor. Burada rojdeğişen dengeler, ortaya çıkan fırsatlar hiç de Kürtlerin tek horozu olmak isteyen tekçilerin lehine sinyaller vermiyor. Kuzey KÜrdistan Kürtleri için TC’nin “tek adam üzerinden Kürtleri kontrol etme” çangalından kurtulma şansları da doğdu. Tüm parçalardaki TC çelmelerini ıskalayarak Kürt ulusunun birlik ve beraberlik imkanlarının kapıları sonuna kadar Kürtlere açıldı.

Dünya Kürdistan’ın bağımsızlığını konuşurken, Kürtler işgalcilerin bostan bekçiliğinin icra biçimi üzerinde habire tartışıyorlar. Bu hal ile “Kürt halk önderliği” makamını da kimseye kaptırmak niyetinde değiller.

Gelo siz bundan ne anladınız? Hem esir, hem Kürtleri TC’nin lehine yönlendirebilecek  örgütsel yönetim dirayetine sahip, hem de Kürt iradesini tekelinde tutmaya muktedir bir güç! Bu ne biçim esir?

Esir olmanın da bir şekli vardır. Esir olmak, temel insanı ihtiyaçların dışında her türlü hakların kullanılmasından mahrum kalmaktır. Türkiyelilik politikasına razı olmak değildir. Devletin özel savaş  uygulamasına siyasal bir gömlek giydirilerek Kürtleri TC’nin hizmetine koşmaya iyimser bir gözle bakmak mümkün değildir.

Kürt ulusunun taleplerini yapay sunumlarla oyalamak, teorik suikastler biçiminde her  kavramın önüne “demokratik” kelimesini tuzak olarak yerleştirilerek cazibe yaratmak Kürtler için bir hizmet yapıldığı anlamına gelmiyor.

TC devleti, Kürdistan coğrafyasını kaybetmektense, Kürtleri kendi denetiminde olan bir siyasal misyonerliğe bağlayarak Kürdistan’ın bağımsızlığını engelleme projesine sahiptir. Kuzey Kürdistan Kürtlerinin attığı her adımda bu projeyi fark etmek mümkündür.

TC bir devlet olarak Kürtleri kullanma hakkına sahip olabilir, Kürtlerin ise devletin bu oyununu boşa çıkarmak ve devletleşmek için kendi kaderlerini belirleme hakları vardır.

Mit görüşmeleri ismi altında Kürtleri teslim alma istişarelerine “çözüm” demek ve buna inanmak çok safça bir durumdur. Diğer açıdan Kürtlerle alay etmek anlamına gelir ki bunun vebali çok büyüktür.

Her kesin bildiği gibi ulusal sorunlarla ilgili kararlar uluslararası hakemlikte toplumlararası görüşmelerde olur. İstihbarat örgüt elemanlarının gizli istişareleriyle alınan kararlar teslim almayı amaçlar.

Kürtler  akıllarını başlarını almalıdırlar. Bu şekilde Kürtlerin lehini bir süreç gelimeyeceği bilince çıkarılmalıdır. Türkiye Kürleri Kürtlere karşı kullanarak kendi lehine bir sonuç çıkarmaya çalışıyor. Bu oyuna gelmek, bu oyunları sergileyenlerin niyetlerini anlamamak ne kadar korkunçtur biliyor musunuz?

Bu istişarelerde taraflar yoktur. Hani taraflar? Bunlar hepsi devletin tek tarafı. Tekçilik ve tek taraflılıkla sorunların konuşulduğuna inanmak aldatılmışlığın en derin biçimidir! Ayrıca, tüm Kürtler Kürdistanın bağımsızlık ilanını beklerken bunlar “TC’nin sınır nöbetini tutalım mı tutmayalım mı?” rant kokulu tartışmaya girmek! Hem de MİT’in denetiminde!

TC diyorki: “Devlet olmayın, devlet olmak kötüdür, devletsiz olursanız ben sizi daha iyi kucaklarım!” Bunlar ne kadar kucağa oturmayı seviyor ki Anakara’nın kucağında siyaset yapıyorlar? Dünya büyük Kürdistan devlet ilanını duymak isterken bu kadar da seviye düşüklüğüne pes doğrusu!

Türkiye Cumhuriyeti bir devlettir. Her devlet yazarları, partileri kullanıp kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme yaparlar. TC’nin kullandığı unsurlar KDP ve Berzani hareketini yıpratıp karşıtlığında Türkiyelilik politikasını esas alan siyasi anlayışların önünü açmayı düşünmektedir.

Onların Türkiyelilik, TC’li olmak arzuları varsa bizim de KC olma hakkımız vardır. Tarih KC olmanın şans kapısını aralamışsa TC’nin Türkiyelilik politikasına bağımlı kalanlar için hiç de müjdelenecek bir rant şekli yoktur. TC, kullandığı unsurları bir çırpıda silip atabilir.

Siyasal mücadelenin içinde olan bazı  Kürt siyasi şahsiyetler darda kaldıkları için değil, misyonları icabı Türkiyelilik politikasını benimsiyorlar. Önemli olan Kürt toplumunun kendi iradesinin üzerindeki ipoteğe itiraz etmeleri, TC’ye karşi toplum olarak taraf olmalarıdır. Hiç kimse esir olduğu için politikayı yönlendirmez, ancak misyonlarını icra edebilirler.

Kuzey Kürdistan toplumu hala derin ayar ve yönlendirilmelerle Türkiyenin iç politikasına güdümlenmiştir. 1980-1998 yılları arasında iktidarını pekiştiren Ergenekon, uluslararası operasyonlarla güçten düşürüldü.

İrticanın dünya için tehlike olması koşullarında bu çetenin gemlerinin gevşetilmesine neden oldu. Bunun üzerine MHP, CHP ve CHP’nin  Kürt Kemalist yavru politik dinamiğinin ve diğer Türk sol despotizminin, inkarcı ve asimilasyoncu suçuna dahil olarak ve  Gülen Cematinin de desteğini alarak Türkiye iç politikasında  bir denge unsuru oldular.

Türkiye’nin iç politik dengelerinin bu şekilde oluşması TC için bir gereksinim olması normaldir, ancak Kürtlerin aleyhine gelişecek bu duruma yönlendirilmesinin sonuçları hiç hoş olmayacak.

Kürtleri yönlendirmekle görevlendirilmiş siyasi memurların başarı hanesine müspet olarak geçilebilir, fakat günümüzün tarihi devletleşme fırsatına  rağmen Kuzey Kürtleri için kaybetme anlamına geliyor. Dünya Kürtlerden bahsederken Kürtlerin Türkiyelilik politikasına güdümlenmesi çok tuhaftır. Bu ne biçim TC sevdasıdır ya Rabbim!

 

MAKALEYİ SESLİ DİNLEYİNİZ

TÜRKİYELİLİK SİYASETÇİLERİ İŞSİZ KALABİLİRLER

 

 

Bir Yanıt to “TÜRKİYELİLİK SİYASETÇİLERİ İŞSİZ KALABİLİRLER”

  1. Açıklama yolunuzu gerçekten seviyorum. İyi yaptın!

Yorum bırakın