kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

KEMAL KILIÇDAROĞLU VE KAFADAN SALLAMALAR

Posted by kaniyasor 26 Kasım 2011

Çocukluğumuzda büyüklerimiz Dersim katliamını hala katliam günleri heyecanında anlatıyorlardı. Katliamın etkileri Alevileri çok derin etkilemişti. Kimi evine Mustafa Kemalin fotoğrafını asıyor, kimi Fevzi Çakmak hayranı oluyordu.

Yaşadığımız köyün yarısı Alevi yarısı Sünniydi. Aleviler ile iliksilerimiz çok fazlaydı, bu yüzden anlatılan uydurma hikayeleri her gün duyuyorduk.

 Özel Savaş Dairesinin uydurmalarından ziyade kafadan laklakçıların hikâyeleri çok anlatılıyordu. Mutlaka kendilerine bir Kemalist kurtarıcı buluyorlardı bu hikâyelerinde.

 1938 yılında doğan abim annemi çok kızdırdığında,  annem “ sen hayırsız evlatsın, sen dünyaya geldin kan gövdeyi götürdü” diyordu. Anlatılan her şey kafamızda yer ediyor ona göre şekilleniyorduk. Aleviler bizim kadar şanslı değildiler. Onlar bir taraftan coğrafyamızın Şii gerici ideolojik bombardımanı, bir taraftan zamanın modası olan Faşizmin Kemalizm olarak ifade edilen Türkiye resmi ideolojisinin bombardımanı altındaydı.

 Nereden geldikleri belli olmayan evlad-ı resuller Aleviliği bitirme noktasına getirmişlerdi. Kimse bazı ocak sahiplerinin nereden geldiğini bilmiyorlardı. Bir geçim kapısı bulmak için mi, yoksa Elaziz Müfettişlik(Özel Savaş) ataması mı oldukları belli değildi. Ancak bazı belirtilerinden sonuçlar çıkarmaya çalışıyorduk…

 Cemler son zamanlarda gördüğünüz ‘’Hüüüüü ‘’ sesler duyulmaya başlandığı gibi yavaş yavaş Türkçeleşiyordu, Onlar gizlenme ihtiyacıyla kendi benliklerini terk etme tehlikesiyle karşı karşıyaydılar. Bu yüzden Kemalizm bu coğrafyada çok erken yer buldu.  Psikolojik savasın sonucu olarak bölgemizde Sünnilerle Aleviler devleti sahiplenmede bir yarışa girdiler.

 Bu süreçte Kurd olduğumuzu söyleyemiyorduk. Kurd sorunu konuşulduğu zaman Dersimin Kemalist kesimi Kurd olmayı şeriatçılık olarak ifade ederek suçluyorlardı. Biz ancak 1960 yıllarının sonlarında devrimci gençliğin çıkışıyla Kurd olduğumuzu Alevi arkadaşlarımızın yanında savunmaya başladık.

 Annemin köyü Dersimin il sınırına yakındı, çocukluğumuz burada geçti. Bu yörelerin anlatılan acılarıyla büyüdük. Dersim ile aramızda Peri suyu akıyordu. Dersimin Mazgirt ilçesinin Alevi köyleriyle iliksilerimiz çoktu. Dersim tartışmaları alevlenince laklakçılar konuşuyor. Annemlerin köyü o zaman  Paluya bağlıydı, Türkiye’nin Palu baskınında ve  Dersım olaylarında da ailelerimiz çok acı çekmişler. Laklakçılar günümüzde  o kadar çoğaldılar  ki insan sorunları anlatmaktan çekiniyor bazen.

 Dersim hadisesinde saklı kalan bir şey yoktur. Bu katliam her yönüyle biliniyor. Bilinmeyen yön insanların neden kafadan salladıkları!

Kemal Kılıçdaroğlu bu katliamı her yönüyle araştırıyordu. Bunu bilmezlikten gelip saldırmanın nedeni ne olabilir?

 Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucularının hatıraları vardır. Orada hiç bir şey gizlenmiyor. O kitapları her yerde bulmak mümkündür. Amaç saldırmak ise belge niteliğindeki kendi yazdıklarını, kendi itiraflarını okuyup daha güçlü saldırılabilir. Eğer gerçekten insan hakları boyutuyla yaklaşılsaydı o itiraflar değerlendirilirdi. Sanki katliamın tüm izleri silinmiş gibi göstereceğine içinde bulunulan acizliği görsünler.

 Kemal Kılıçdaroğlu laklakçıları rahatlatmak için çıkıp “Mustafa Kemal katildir” diyemez ama katliamı en ince boyutlarına kadar araştırdığını gösterdi. Kemal Kılıçtaroğlu bu katliamla birinci derecede ilgili şahsiyetlerle görüşüyordu. O zaman laklakcilar hala Kurd olduklarını bile bilmiyorlardı.

 İnsan bu manzarayı gördüğünde üzülüyor. Hele Kemal Kılıçdaroğlu’na küfreden laklakçılar! Hani gelenekçilerin “dinime küfredenin bari imanı olsa!” sözünü hatırlatıyor.

 Kemal Kılıçdaroğlu birey olarak sivil toplum zihniyetini temsil ediyor. Bu düşüncesini çok sevdiği Ecevit’en alıyor. Bülent Ecevit’in CHP genel başkanı olması TC derin devleti için bir kaza şeklinde değerlendirildi. CHP’yi sivil toplumdan geri almak için derin devlet büyük bir çabanın içine girdi. CHP’nin faşist kadrolarının partiden istifa etmeleri dikkat çekiciydi.

 Osmanlının son dönemindeki İttihat ve Terakki’nin dayandığı feodal beyler CHP’nin de temel dayanaklarıydı. Ecevit’in genel başkan olduktan sonra toprak ağaları ya MHP’ye geçtiler ya da Süleyman Demirel’in etrafında kümeleştiler. Süleyman Demirel de liberal Demokrat Partinin tabanını kapmıştı.

 Ergenekon CHP’yi kaybederken Süleyman Demirel ile Adalet Partisini kazandı. Hem de idam ettiği Menderes’sin partisini! Ergenekon’un bu darbesi Menderes’in aile ve yakın çevresini, liberalleri kahrediyordu.

 Anlatılacak çok şeyler var. 1971ordu müdahalesinden sonra daha kalleş tarzlarla vurulmaya başlandık Okullar çok mezun veriyordu. Kurd dinamizmi Ortadoğu’yu sarsacak boyutta siyasallaşıyordu. Bu durum TC’yi çok korkuttu. Bu yüzden TC kurmayları bu muazzam Kurd dinamizmini ortadan kaldırmak için harekete geçti.

 Dünya halkları Kurdler için şöyle haykırıyorlardı: Ortadoğunun en büyük ulusu olan KURD ulusu kendisi için hiç bir şey yapmadı ama diğer halklar için çok hizmetler verdiler!

 Dinamik Kurd potansiyelini eritmek için ölüme yönlendiriliyordu. Ülkeyi terk edenlerin sonu ölümlerden daha ölümlüydü. Biz karanlıktan çıkmak için çığlık attıkça, Anadolunun diğer halkları Türklük kimliğinde birleşiyorlardı, ölümler artıkça Türkiye’nin birliği pekişiyor, Türkiye Anadolu’da yok olmaktan kurtuluyordu.

 İnadına bitmeyeceğiz, kadınlarımız ikiz doğuracak, çoğalacağız! Analar Mazlumlar doğuracak, Hayriler doğuracak! Bu sefer ölüme yönlendiremezsiniz!

Yorum bırakın