kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

KİRLETİLMİŞ TOPLUMLARIN SİYASETLERİ KİRLİ OLUR

Posted by kaniyasor 7 Ocak 2012

Bu gün Türkiye’de yaşayan tüm halklar Osmanlıdır. Osmanlı bu coğrafyada yaşayan toplumları nasıl yönlendirebilir? İnsan şeriatla yönetilen toplumların yaptıkları çirkinliklerin çokluğundan dolayı hangi örneği vereceğini şaşırıyor!

 Osmanlı şeriatçı talancıları 1827 tarihinde Cezair’den bir savaş gemisiyle yola çıkarak Cebel-İ Tarik’tan geçerek İzlanda adasına 16 Temmuz günü baskın ediyorlar. Bir ay işgali sürdürüyorlar. Çocukların küpelerine kadar alıyorlar. Adayı soyup soğana çeviriyorlar. Gasp ettikleri kıymetli eşyalarla birlikte ancak gemiye sığdırabildikleri 400 kadını cariye olarak alıp adayı terk ediyorlar.

 Bu adada yaşayan toplum yüz yıl boyunca bunalımdan kurtulamadı. Şeriatçı canavarlar kadınları gasp ederken körpe çocuklar eğer kılıçtan geçirilmemişse yetim kalmışlar. Bütün ailelerde yıkım başlamış. Elleri iş tutmayan insanlar açlıkla karşı karşıya kalmış. Osmanlı talancıları bu olayı şeriat adına iftiharla anlatıyorlar.

 Ergenekon davasında tutuklanan Cübbeli Ahmet Hoca da bundan farklı bir şey yapmıyor! Kendi şeriatçı milisleri ve maddi gücüyle cariye ithal ve ihracatını gerçekleştiriyor. Cübbeli Ahmet hoca Hz. Ömer’den, Ali’den, Osman’dan farklı bir şey yapmamış.

 Günümüzün cübbelileri ve cübbesizleri İzlanda’yı talan edip kadınlarını alıp İslam şehirlerinde satan Osmanlı paşalarından, Ömer’den, Osman’dan, Ali’den farklı bir şey yapmadı.

 İlk Mezopotamya seferini yapan Ömer, tüm bilim kurumlarını, kitapları yakıp yıktıktan sonra ellerine geçirdikleri ganimetlerle birlikte çok sayıda kadını cariye-köle olarak alıp Mekke’ye döndüler ve bu kadınları kendi aralarında eşit şekilde bölüştüler ve Mekke cariye pazarlarında sattılar. Günümüzde hala beyaz kadın ticareti devam ediyor! İnsanlar ne kadar ilerlemiş, ne kadar erdemlidir?

 Siz hiç Ali’ye, Osman’a, Ömer’e inandığınız için utandınız mı? Eğer utanmadıysanız Cübbeli Ahmet Hocanın, Cübbesiz hocalar ve her türlü tarikat denen devşirme evlerinden utanmazsınız ve zalimden yana olmak zorunda kalırsınız.

 İşte bu ortamı kanıksayan toplum hukuksuzluğu benimser! Türkler ve Kurdler yarasanın ışıktan kaçtığı gibi hukuktan kaçmalarının nedeni Mekke ve daha sonra Osmanlı’ya intikal eden şeriat mirası olan zihniyettir. O zihniyetle insan kılıçları, zülfikarları toplumun üzerinden sallar ve nara atar!

 Defalarca toplumun hukuk tanımazlığının nedenlerini açıkladım. Anadolu’nun ve Mezopotamya’nın talancı İslam Orduları tarafından işgal edildikten sonra toplum yavaş yavaş karanlığa gömüldü.  Ömer’i ve Ali’yi kutsayan insanlara ne denebilir? Siz kendiniz söyleyin ki ben günaha girmekten kurtulayım!

 Zamanla Mezopotamya uygarlığıyla ilgili ne kadar erdem varsa unutuldu. İsimler bile arabesk oldu! İsminiz Hasan, Hüseyin, Abdullah, Abdulcenap, Osman, Ömer değil  mi? Siz kimsiniz? Kendi ana dilinden selam vermek tarihe karıştı! Cariye pazarlarında köleci mahsulü bir zihniyetten insanlık beklemek beyhudedir. Köle sahiplerinin hukuku olan şeriat insanların erdemlerini yok etti. Sanılıyor ki sadece dinci yobazlar bu ortamı kanıksadı. Oysa her kes o yaşama dahil oldu.

 Bölgemizde siyasetin başbuğlarının oluşmasının nedeni budur. Örtülü ve örtüsüz başbuğlardan geçilmiyor! Bazıları bunu sadece Avrupa’da gelişen faşist zihniyetin ürünü olduğunu söylerler. Oysa Avrupalı faşistler coğrafyamızın despotlarını kendilerine rehber edindiler.

 Bu hafta Türkiye’nin sağın ve solun patronluğunu yapan bir Genel Kurmay başkanı tutuklandı. Sağ ve solun hoşuna gitmedi. Çünkü ondan evvel bu patronun kadrosundan Yalçın Küçük, Doğu Perinçek ve general arkadaşları da yakalanmıştı. Yaraları tazelendikçe öfke büyüyor!

 Unutmayın bu operasyon yeni başlamadı. İtalya’da Mafia-Gladio-Çete operasyonları biter bitmez bu operasyonun uluslararası gücü Türkiye’de operasyona devam etti. Siyasallaşan mafyayı örgütlerde, siyasi partilerde futbol federasyonunda bastırmaktan daha doğalı olamaz.

 Halk arasında “nerede dışkı varsa sinek oraya konar” diye bir söz vardır. Çıkarlar her türlü kötülüklerin nedeni olduğunu vurguluyor bu söz. Çeteler, mafya, Gladio siyasal hareketleri kendi lehine yönlendirebilecekleri gibi, savaş ortamını süreklileştirip çıkar cennetinin ebedileşmesini isterler. Her birey, her siyasal hareket ‘’ben ve biz hariç her kes Ergenekon denen dışkıya kondu” derler.  Sadece gülerim!

 Hiç bir şey bilmesek bile parlamentodaki yandaşlık- karşıtlık dengesinden ortaklar belli oluyor. Hatta Hükümet bile Ergenekon’u kurtarma eğilimde olabiliyor. Büyükkanıt  döneminde hükümet ile Gladio mensuplarının gizli anlaşmaları vardır. O zaman bu operasyon Dünyada bir vaka haline gelmiş Türkiye’nin hem muktedirlerine hem de muhalefetine karşı yapılan operasyondur.

 Dünya Osmanlı Artığı Türkiye’yi kaldıramıyor artik! İtalya’da ve Türkiye’de Galadio operasyonunu yapan güç uluslararasıdır. İtalya’da mafyalaşan siyasi partiler ve örgütler de operasyona karşıydılar. Çünkü kurdukları derebeylikler yıkılıyordu.

 Türkiye’de operasyondan dolayı huzursuz olan her hareket ve birey hukuksuz yaşamı tercih ettiği için operasyonlara karşı çıkıyorlar.

Bu denli hukuksuzluğa batmış siyasal yapılanmaları kimse ciddiye bile almıyor. Kendi taraftarlarını harekete geçirerek onları elinden kaçırmama siyasetini güdüyorlar.

 Dikkat ettiyseniz Fethullah Gülen’in bile frenleri patlamış! Bağırıp çağırıyor. Osmanlı şeriat erdemsizliğini benimseyen toplumların insanlıkla barışması düşünülemez. Kurdlerin de bu cephede yer alması gözden kaçırılıyor. Bir düşünün! Kurdler ne istiyorlar? Hiç . Peki insan hiç için bu kadar kıyamet koparır mı? O zaman hiç değil, başka bir şeydir. O da Kurdlerle ilgili olmayan bir güç!

 Türkiye’deki Kurdler ulusal taleplerde bulunsaydılar, birileri kalkar mücadelelerine hak verirdi. Birileri Ortadoğu dengelerinin içinde bir yer verilmesini düşünürdü. Libya Kralı Muammer El Kaddafi köleleri tarafından linç edildiği bir tarihsel süreçte Kurdlerin Krallık yaratmaya çalışması ancak ticari konulara girer. Çünkü Kaddafi de Libyayı aile şirketine çevirmişti.

Eğer siz hala Türkiye’nin Osmanlı artığı Kurd ve Türk derin dini ve siyasi paşalarına karşı ürkmüyorsanız bravo derim!

 

 

Yorum bırakın