kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

SİYASET GERÇEKLERİN, KEMALİZM SİYASETİN MOLOZUDUR

Posted by kaniyasor 6 Şubat 2012

Moloz oluşumu cansız varlıklarda olabildiği gibi canlılarda da söz konusudur. Üretimde işe yaramayan biodışkı ve diğer artıklara moloz dendiği gibi, inşaatlarda işe yaramayan artıklara da moloz deniyor. Canlılarda buna dışkı deniyor. Bilim ve sosyal konularında bir esasın artığıdır. Artıkların birçok sahada kullanıldığı bilinmektedir.

Osmanlı İmparatorluğu Mekke barbar köleci toplumun bir molozu olarak ortaya çıktığı gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 1900’ların faşist Avrupasının Kemalist-faşist molozu olup, Anadolu ve Trakya’da zuhur etti. Şimdiki siyasi kavga, onu ortaya çıkaran Avrupa’nın değişime uğrayıp Türkiye Cumhuriyetiyle farklılaşmasından kaynaklanıyor. Şimdiki muhalefet in gürültüsü bu statüyü kaybetmemeye yöneliktir.

Bu sırada değişimi dayatan Avrupa ile kendi molozları çatışma halindedirler. Avrupa ise İslam mimarisinden bir köprü yaparak değişime geçişi bu köprü üzerinden yapmak zorunda kalıyor.

Türk generallerinin lümpen Kemalist sola pompaladığı ajitasyonlarla habire yobazlığa karşı toplumu tahrik etmektedirler. Peki lümpen Kemalizm nedir, yobaz değil mi? Yobazlık sadece İslam dini gericiliği değildir. Geri olan her düşünce ve yaşam tarzı yobazdır.

Dini yobazlar masallarla beynini uyuşturur, lümpen Kemalizm,  faşist ideoloji ile ve alkolle uyuşturur. Mesele uyuşmaksa, ikisi de uyuşuk olur! Türkiye’de İslam yobazlarının geri bir yaşam biçimi olarak sistemleşirken bu gericilikle toplum yönetilir duruma gelebiliyor. Peki lümpen Kemalistler ele avuca gelebilir mi? Her biri patlamaya hazır faşist bomba gibi birer Atatürk!

Şimdi lümpenler resmi dairelerde Atatürk’ün resimlerini kaldırılmasına karşı çıkıyorlar. Her kes molla resimlerinin asılacağı beklentisindeler. Peki, asılması zorunluluğu varsa molla resimleri asılsa ne fark eder? Ha Selanik Yeniçeri yobazının resmi ha molla resmi! Bunların arasında yobazlık niteliklerinin farklılıkları bir şey değiştirir mi?

Lümpen Kemalist sol, Ak Parti’nin içindeki dinci yobazların gücünü % 15 civarında olduğunu biliyor mu acaba? Bunu böyle bilsinler ki gerisi lümpen CHP’lilere karşı olan ve sosyal demokrasiyi savunan eskiden CHP’ye oy veren kesim ve liberal sağ demokrat kesimdir. Lümpen  Kemalistler Türkiye’yi ahıra çevirmeye çalıştılar ama buna itirazlar çoktur.

Uluslararası güç AK PARTİ’yi Kemalist Lümpenlere karşı Türkiye’yi Avrupa standartlarına çekmek için iktidara atadı. Bunu yapmak zorundaydı. Bunu lümpen sarhoşlarla mı yapması gerekiyordu? Gericilerin daha ilkeli sosyal yaşamı vardır. Sosyal yaşamları çağın seviyesinin çok gerisinde olmakla birlikte ilkelidir. Peki lümpen Kemalistlerin?

Peki Yeniçeri soyunun günümüze kadar intikal eden soyun sosyal nitelikleri nasıl? Bunlar kendi ulusal benlikleri elinden alınmış, hiç bir insani kültürel mirasları yok. Yeniden kendilerine özgü bir kültürel mayalanmanın olabilmesi için binlerce yıl geçmesi gerekiyor. Dünya onların yükünü omuzlamaz. Sonlarını başka şekilde, insanlığa daha yakın kesimlerle çözmek zorundadır.

Lümpen Kemalist sol Türk Silahlı Kuvvetlerinin süngülerinin vesayetinde Askeri Anayasasını değiştirebilir miydi? Askeri marşlarla, bandolarla şampanya patlatırlardı. Utanmadan iktidara talip olarak muhalefet yapıyorlar.

Kemalist lümpen solun dışındaki sosyalistler darmadağan edildi, acılarını sarmakla meşgul. Otuz yıl kendilerine gelemez. Kemalist resmi ideoloji, taşları bağladı, köpeklerini saldı ortaya! 1968 yıllarından beri dinamik devrimci gençleri ya faşizme ve ırkçılığa yönlendirerek ruhen öldürdü, ya da kullanıp toplum dışı bıraktı, ya da pasifleştirerek veya öldürerek yok etti.

İttihat ve Terakkici  güç,  1980 yılından sonra Kurd genç dinamizmini de Çanakkale katliamında 250 bin Anadolu gençlerini İngilizlerle birlikte danışıklı olarak topların önüne sürerek yok ettiği gibi  Kurd gençlerini de cağın yöntemleriyle yok olmalarını sağladı.

Bu lümpen Kemalistlerin yaptıkları mutlaka sorgulanmalıdır. Bu lümpenlerin alternatifi İslam gericiliği değildir elbette. Bunun alternatifi dünya insanlık standartlarındaki yaklaşım, siyaset, çözüm şekilleridir.

Kemalist sol lümpenlerle ortaklaşılabilecek hiç bir şey yoktur. O yaşamda insani erdem yoktur. Kendi aralarında da insani ilişkiler yoktur. Onları iktidar yapmak, kurtları kuzu sürüsüne çoban yapmak gibidir. Uluslar arası güç hem gerici- İslamcı bir muhalefetle karşı karşıya gelmek istemedi hem de Türkiye’deki lümpen Kemalist solun iktidar olmasını istemedi.

Hep sol kavramını kullanıyoruz. MHP’nin, diğer partilerin de sağı ve de solu vardır. Biz gerçek anlamına göre bu terimi kullanıyoruz. Türkiye’de hala berraklaşamayan kavram anlamlarında demokratların, bilimsel sosyalistlerin toplumcu anlayışlarını savunan ilericileri istisna tutuyoruz.

Dünyada yaşayan Kurd toplumlarının en korktuğu nokta Türkiye’de yaşayan Kurdlerin bu lümpen Kemalist solla benzeşmesinin sonuçlarıdır. 1980’den sonra farklı sahada kalmaları benzeşmenin olamayacağı anlamına gelmez. Elazığ Kurdlerinin ekseriyeti lümpen sağla benzeşirken, Dersimin ekseriyeti lümpen Kemalist sol Kemalistlerle benzeşiyor.

Elaziz Kurd isyan bögesi olduğu için devlet bu sahada insanları gericilikle insanlıktan çıkardı. Aynı durum Dersim ve Bingöl için de söylenebilir. Her Kurd illerinde mutlaka devletin Kurdleri insanlıktan çıkarmak için ciddi çalışması olmuştur. Biz daha çok şahit olduğumuz yerden sağlıklı bilgiler verebiliyoruz.

Dün babaları ve dedeleri Şeyh Said hareketinin içinde olan Elazizdeki ailelerin yeni nesilleri kendi dilini bilmiyor ve kimse onlara Kurd olduklarını söylememiş. Dersim de aynı kaderi paylaşıyor.

Dersim katliamından sonra bölgede çok sayıda okul inşa edildi. En erken okul sahibi olan köylerden biri Kemal Burkay abinin Kızılkale köyüdür. Okuma yazma oranı % 100 dur. Yüksek ögrenim görenlerin sayısı çok fazladır. Kemal abi Kurd edebiyatçısı da sayılır, ancak o Dersim istisnalarının içinde kabul edilmelidir.

Dersimde çok sayıda kendi kültürel yapısı içinde edebiyatçı, sanatçı yetişti ama toplum Türkleşmenin yoluna girdi. İnancından dolayı mesafeli duruş sorunu olmasaydı Elaziz’in durumuna düşerdi. O duruma düşmenin eğilimi vardır.

Dersimde de kendi dilini konuşan çok az sayıda Dersimli var. Lümpen Kemalizm bu yüzden hep sırtımızı sıvazlıyor, bizi ilerici ilan etmekle ödüllendiriyor. Ödüllerini başlarına vurup dilimizi isteyeceğiz er veya geç ama şimdiki durumumuz bir drama dönüştü.

Yorum bırakın