kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

BİZİM SELAHADDİNLER, KEMALLER BİR BAŞKA ALEMDELER!

Posted by kaniyasor 6 Mart 2012

Kani Yado – 06/03/2012

Neden isimlerimiz Selahaddin, Ali, Osman, Ömer, hiç düşündünüz mü? Biz isteyerek mi bu isimleri kullanmaya başladık? Ayrıca, Kurdler kendilerini ve binlerce yılda mayalanmış kendi değerlerini kendi isteğiyle terk etmez. Terk ettikten sonra kanıksayarak bu isimleri kullanabilir ancak bu tarihi acıların, bu zorbaların zorla kendi inançlarını, isimlerini dayatmaları unutulmaz. Tarihin bir köşesinde not olarak kalır. Kendi kendilerine değer veren bir nesil ortaya çıkıncaya kadar…

Son zamanlarda kurulan Kurd köy sitelerine baktığınızda köyün tarihi yazılırken Arap hanedanlıklarına veya Selçuklulara dayandırılır. Kendi siyasal eğilimleri ne olursa olsun TC’nin faşist resmi ideolojisinde öğrendikleri ile yetindikleri ortaya çıkıyor. Yanibaşlarında Güney Kürdistanda neler olup bittiğini bilmezler ama Selahaddinê Eyub’un Mısır’a  kadar olan bir sahada Arapları kurtardığıyla öğünürler. Sorsanız dedelerin ismini bile bilmezler. Çünkü TC onları belirsizliğe bırakmanın tüm tedbirlerini almış.

Bilgilere ezberlerle ulaşma alışkanlığı sorumsuzca yanlış bilgileri kullanmaya neden oluyor. TC’ yarattığı naylon öncülerinin siyasal ezberleriyle yetinirler. Tanıdığım bazı yerlerin sitelerine baktığımda öyle bilgiler yazılmış ki sanırsınız tüm Arap İslam orduları hepsi o küçücük yere yığılmış, dünyayı unutmuş sadece orada o iğrenç gerici cariyeci-şeriatçı sistemlerini kurmuş!

Bir bakıyorsunuz ki tarihsel olarak sadece 1915 yılında Ermenileri katleden canilerin torunları oldukları ortaya çıkıyorlar. O zamanki marifetlerinden sonra kanlı yüzlerini unutturmak için küçük bir Ermeni yerleşim alanında uydurma İslam medeniyetini inşa ediyor!

Hele kendilerini Alevi sanan bazı insanların Horasandan ithal ettikleri secerelere baktığınızda gülmekten kendinizi alamazsınız. İnsan soya ihtiyaç duyuyorsa ille kendini yalanlarla bir yere bağlamaya gerek yoktur.

Napleon Bonaparte’in dediği gibi, en iyi soyluluk insanın kendisiyle başlayıp kendisiyle biten soyluluktur. Sağa sola kıvırmaya gerek yok. İnsan ne ararsa kendinde aramalı. Mezar taşlarından kim ne fayda görür? Hele bir bilinçaltında sakladığın ikinci sen olan ‘rûreş’inle yüzleş ki güme giden güzelliklerin ortaya çıksın!

Ezbercilerin yarattığı bilgi kirlilikleriyle yaratılan dumanlı ortamdan başka bir şey beklemek mümkün değil. İşte bunlar değerlerini başka güçlere sattıkları gibi başka güçlere zapilan ayakçılıklarıyla öğünürler. Gazi Muhammedi hatırlamazlar, Mustafa Berzani’yi hatırlamazlar, Saddam’ın Güney Kürdistan’da ne kadar katliam yaptığını bilmezler. Mustafa Kemal ile ilgili çok şey bilirler. Hele Kemallerin Kürt versiyonları bir başka güldürür insanı!

Aşağılık duygusu Kurdlerin nasıl yaşadıklarını düşünmeye fırsat vermez, hemen bilinçaltı karanlık kuyusuna balıklama uçar. Hemen akıllarına Emeviler, Abbasiler, Selçuklular gelir. Bu güne kadar Kemalist Kurdlerin, arabesk Kürtlerin yarattığı kirlilik Ankara belediyesi çöplüğünden daha büyük yığınlar oluşturdu! Onlar olmaz olaydılar! Biz onlardan korunmak için yüksek dağlara sırtımızı vermedik mi?

Avrupa’da kaç Arapla sohbet ettikse Kurd olduğumu söylediğimde hemen Selahaddin El Kürdî veya diğer ismiyle Selahadinî Eyyub’ün kendilerini kurtardıkları anlattılar. Ben ayakçılığın övgüsünü hiç sevmediğim için tepkimi yerinde koyarım her seferinde. ’’O sizi kurtardı ama bizi kurtarmadı, biz hala esiriz.“ diyorum. Dikkat ettiyseniz Abd-ulTayyip Erdoğan Selahaddinê Eyyub’tan bahsettiği zaman kendinden geçiyor! Biz de mi kendimizden geçelim? Ya Diyarbekirli Ziya Gökalp!

Selahaddini Eyyub’un neden olduğu avantajlardan yararlanan barbarlık Osmanlı Arap kültür misyonerliği üzerinden Anadolu’yu da talan edip barbarlığı, çapulculuğu, cehaleti Balkanlara kadar yaydılar. Anadolu yerli halklarından başta Ermeniler olmak üzere katliamlarına neden oldu. Anadolu insansızlaştı! Boşalan alanlara göçmenler, devşirmeler yerleştirildi ama kültür renksizliği daha yüzyıllarca sorun olmaya devam edecek.

AbdulTayyip kendinden geçtiği zaman Kurdler tefekkür edebiliyorlar mı? Hayır! Mezopotamya üstün uygarlığı Mekke zulmü tarafından talan edildikten beri Kurdler katliamlarla, tehcirler, acı ve hüzünlerle yaşamlarını sürdürdüler. Ulaşılamayan dağ zirvelerine doğru kaçarak yaşamlarını sürdürmeyi denediler. Hala çeşitli politikalar geliştirilerek Kurdler göçe zorlanıyor.

Bu gün Kurdlerin Serhad dediği Batı Ermenistan’a nasıl geldiğimizi hiç düşündünüz mü? Neden yüksek dağların, balta girmemiş ormanları olan yerlerde yaşadığımızın çok acı öyküleri vardır. Kaloriferli evlerde rahat oturduğumuz zaman bu acılar kimsenin aklına gelmiyor ama bunlar birer gerçektir.

Batı Ermenistan’a Kürdistan diyebilecek kadar cahilce yaklaşımlarda bulunmak kolaydır. Neden zor olanlar anlatılmıyor? Neden Selahaddin Eyub’ün yaşadığı zor koşullar anlatılmıyor da onun Araplara yaptığı ayakçılık Kurdler tarafından övülüyor?

Biz burada Selahhaddin El Kurdî’y’i küçümsemiyoruz. Mezopotamya üstün uygarlığı Mekke barbarlarının kılıçlı, zülfikarli talanlarından sonra öncelikle halkımızın işgalden sonraki dramlarının anlatılması gerekirken, Zalim Ömer’in, Zalim Ali’nin adaletinden ilminden bahsediliyor! Neyin ilmidir bu? Okuma yazması olmayan bu barbarların nasıl ilmi oluyor? Hatice’nin bilgisi şırınga mı edildi onlara hemen? Cahil Muhammed, Ömer ve Ali  şırıngalandı mı? İnsan elifi tanımadan nasıl alim olabilir, nasıl adil olabilir?

Selahaddinê Eyub döneminde her kes bu barbarların dinlerini, ilkelerini, yaşam biçimini kabul ederek yaşamlarını devam ettirmek zorundaydılar. Selahaddin Eyub 12. Yüzyılda Mısıra kadar egemenlik sahasına hükmediyor. Bu dönem aynı zamanda Orta Asya barbar toplumlarının en entrikalı ve faal halde bulunduğu dönemdir. Aleviler nasıl Ali gibi 5 vakit namaz kılan şeriatçı Müslümanları kabullendiğini hiç düşündünüz mü?

Alevilerin hayatta kalmak için çektikleri kahırları, kabul ettikleri zehirleri, girdikleri renkleri çok iyi bilmek lazımdır. Aleviliğe ne Ali, ne kızılbaş kuyruklarını takmakla  Alevilerin asimile edildiğini, din değiştirdiklerini gizleyemiyoruz, Şiileştiklerini gizleyebiliyoruz.

Yenilgiler toplumları değersizleştirir. Göze batmamak için Arap isimlerini takar. Ermeniler de Müslüman isimleri alıyorlar, nedendir hiç düşündünüz mü? Onların acılarına hiç ortak oldunuz mu? Bu iç savunma güdüleriyle ilgilidir. Aleviler yok olmamak için Ali, Veli isimlerini aldılar.

Hasan, Hüseyin, Osman isimlerini bu halk iş olsun diye çocuklarına takmadılar. Ermeniler de bu isimleri kullanarak barbarların zulmünden kurtulmak için hala çocuklarına Müslüman isimlerini veriyorlar. Kimse zahmet edip Ermenilerin bu zorunlu ve acı hallerini düşünebiliyor mu?

O zaman ezbere yaşamaya bir isim verin, o zaman birlerinin kuyruğuna takılıp gitmenin anlamsızlığını söyleyin, iradesizleşmeye bir tanım getirin!

Bir toplum tutsak olduğu zaman, ya yalanlarla soyunu Horasana, Mekke’ye Orta Asya’ya dayandırarak, ya da inancını saklayıp başka bir renge girerek değersizleşmenin getirdiği psikolojik çöküntüsünü telafi eder.

Kurd kökenli bilim adamlarını araştırın, isimlerinin “ebu, ibni, bin’’ gibi Arap ekleriyle süslendiğini görürsünüz. İşte budur bizim bilinçaltı çukuruna düşmüş aşağılık duygularımızın neden olduğu sonuç!

Kiminin adına şeyhi veya seyidi, kiminin adına parti lideri, kiminin adına velisi, kimin adına Alisi ve nebisi düşünüyorsa insan bilmeye ihtiyaç duymaz. Bir futbol fanatiği dünyayı top gibi yuvarlak olarak öğrenmesi iyidir ama her şeyin futbol olduklarını sanmaları fanatizme girer.

İşte insanlarımızın düşünme yetilerini bloke eden siyasi kalıplardan kurtulması gerekiyor. Liderler normalden daha fazla bilgi ezberlemeleriyle kimseden üstün olamaz. Meziyetler ise ezberler ile olmaz. Kendi beynini siyasetin kalıplarından kurtulmadan özgür düşünmediği gibi özgürleşemez.

Osmanlı’nın son yıllarından günümüze kadar devlet güzel çocuklar yarattığı gibi güzel çocuklar için şeyhler yarattı, seyitler yarattı, Bediüzzaman’lar yarattı, Bediülliderler yarattı, Büyükkanıt’in tetikçi güzel çocuklarının geçmişi de vardır gördüğünüz gibi..

Kurdler neden kendilerinden kendilerini yeniden yaratamıyorlar? Her zaman güzel çocukların peşinde mi koşalım, belirsizlikler için mi coşalım? Hep güzel çocuklar tarafından mı kovalanalım? TC bir Kayserlinin anasını boyayıp babasına sattığı gibi bize birilerini hep boyayıp boyayıp bizim için yarattıkları umutların kuyruğuna takip özgürlüğümüzü geciktirdiler.

Bir Yanıt to “BİZİM SELAHADDİNLER, KEMALLER BİR BAŞKA ALEMDELER!”

  1. her biji Pîre min, deste te sagbe..

Yorum bırakın