kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

EL BEBEK GÜL BEBEK ERKEK BEBEK

Posted by kaniyasor 12 Nisan 2012

Kani Yado – 12/04/2012

Genellikle Türkiye’de ezberlerin, taklitlerin biçimlendirdiği insan, yaşadığı çelişkiler ve muhafazakârlığın zırhında sağladığı ezberlerle hep komedi konusu olur. İnsanoğlu dünyanın her yanında genel muhafazakârlık özelliklerine sahiptir, ancak Türkiye’de ve buna benzer mezarlıklarda bu sorun dünyada çözüm bekleyen vahim sorunların arasına girdi.

Erkeklerin erkekliği, erkeklerin siyaseti, erkeklerin dini komedi konusu olmaktan öte trajedidir de! Erkeklerin erkekliği dünyada birince derecede çözülmesi gereken bir sorundur. İnsan hakları ihlalleri, yolsuzluklar,  danışıklı ve danışıksız savaşlar,  ihanetler kadının yüreğinin kaldıramadığı çirkin erkek fiilleridir.

Kadın, egemen erkek sistemlerinin yönlendirmesi ve aldatmasından dolayı kendisiyle çelişir duruma getiriliyor. Bu yüzden erkeğin anası olan kadın erkek çocuğunu yaşaması gereken çocukluğunda değil, çocukluğunu erkekleştirerek sorun haline getiriyor.

Aslında ‘feminizm’ konusunu yazmaya niyetlenmiştim. Her nedense her seferinde bir yalanımın arkasına saklanarak vazgeçiyorum. Belki de bu konuyu yazmaktan korkuyorum. Korkmak kötü bir duygu değildir. Hele insanın sağında solunda feministler dolaşırken yazmak daha da zorlaşıyor.

En iyisi feministlerin el bebek gül bebek erkek bebek terbiyeciliğini yazalım. Sanırım daha isabetli olur.

Dünyanın bir Mr. Bean’i vardır ama bizim Şaban bir başka Şabandır. Hele siyasi abi olarak tanımladığımız ŞahiŞaban’lar süpermandır. Konuşurken bin beş yüz yıl şahadet için kullandıkları şahadet parmaklarını toplumu tehdit etmek için kullanmaya başladıktan sonra o parmakları hiç uslanıp yerine geçmez!

Yani “tanrı olarak yarattığınız ben şahadet ederim ki, bana sadakat göstermezseniz sizi helak ederim” tehdidinde bulunuyorlar. Öyle ya! Korkakların yarattığı korkuluklar kendini canavar, insanları canavara itaat eden korkaklar olarak görmek istiyorlar.

İşte bu! Erkek siyasetleri, erkek dinleri korkuluklar yaratarak korkuturlar. Kimdir bu erkekler, kimdir bu korkuluklar?

Kadınlara şiddeti reva gören, kahramanlıklarla öğünüp şiddeti yaşam biçimi olarak algılayan erkek, kadınların el bebek gül bebek olarak beslediği erkek bebeklerdir! Kim bu korkulukları besledi büyüttü kadının canına saldı? Kadınların büyüttüğü çocuklar savaşta vurur, barışta savurur? Kadın, bebek erkek bebek olduğu için ona özel ihtimam gösterdiği el bebek gül bebek ancak böyle sopalı olur!

Egemen erkeğin Sabanlığı durup dururken Şaban olmaz. Kadın ana el bebek gül bebek erkek bebeğini böyle maharetli, böyle kahraman, böyle Şaban büyütür! Kadın ana, erkek bebeği daha parmak kadar iken kız bebeğinden üstün görür. İşte erkeklerde Şabanlık bu noktada başlar! Çocuk ayağa kalkar kalkmaz Şabanlıkta babasına özenir!

Aynaya bakarken sabırsızlıkla bıyıklarının çıkıp çıkmadığını kontrol ederken şöyle bir pazısını göstererek “baba ben de senin gibi güçlü bir Şaban’ım“ der.

Çocuklara farklı bakan biz “keşke çocuklar çocuk kalsalar, ırk farklılıklarını görmeyen, kolaylıkla dost olabilen o dünya harikası çocuklar hep çocuk kalabilseler“ deriz.

Bebek daha dünyaya gelir gelmez, canilerin isimleri olan Ali, Osman, Ömer, Abdülkerim, Abdulcambaz gibi isimleri onlara layık görürler. Anne şefkati ya! Canavar gibi olmakta mutlaka bir hayır vardır!

Kadın, erkek çocuğunun tam imanlı bir Şaban olması için elinden ne geliyorsa yapar. Çocuk doğar doğmaz ismini Ali, Hasan, Osman, Ömer veya Abdulşaban koyar. Öyle ya! Ali gibi, diğerleri gibi çok eşli, çok cariyeli, zülfikarı keskin erkek olmasını ister. Diğer Şabanlar da erkeklerin en erkeği, cengaverliğin en palyaçosu! Ömer, Osman, Abdulcabbar ve daha neler neler…

Kadın erkek çocuklarının ismini beğenirken erkekliğin en erkeğini, vurduğu boynu tek vuruşta gövdesinden ayıran en superman erkek isimlerini tercih eder! Kadın ana erkek çocuğunun Fatih, Ali ve Ömer kadar kadar işgalci, Hitler kadar diktatör, Stalin kadar temizlikçi ve ülkesinin tek horozu kalmasını ister.

Kadın ana erkek bebeğinin büyümesini ister. Büyüyüp evlendiğinde evlendiği kadınının ‘karnında sıpası olmasını isterken, başında sopasının eksik olmasını’ istemez.

Mutfak feminizmi bebek yetiştirirken erkekleştirir, mahallesinin en kahraman süpermanı olmasını ister. Evlendiğinde eşi ‘kadın hanım’ karşısında konuşamayacak! El pençe olacak!

Kadına bak kadına! Erkek bebeğini sünnet ettirirken erkekliğin en erkekliğine adım attırırken davullar zurnalar çaldırırken keyfinden dört köşe olmakta! Apoletli sünnet elbiseleri erkekliğini bir başka erkekleştirir!

El bebek gül bebek büyütür, davullu zurnalı asker eyler! Hadi asker! Annen seni vatanın doğu sınırlarını korumak için büyüttü asker eyledi! Asker öldürmeye giderken kim ki ona el kaldırırsa “elleri kırılsın“ der. Öyle ya! Mutfak feministidir söyler de söyler! Ağzına ne gelse söyler! Hele ağız kör ırkçı ezberlerle ishal olursa ne savurmaz ki, ne söylemez ki!

Bu erkeklerin anneleri kadın değil mi? Kadınlar dokuz aya kadar erkekleri torbalarında taşımadılar mı? Bu erkek dediğimiz zalim, kadına işkence eden adam kadının erkek bebeği, imtiyazını erkekliğinden dolayı kazandığı bebeği!

Kadın emzirdi, kadın besledi, büyüttü. Kadın ana onu güçlü eyledi. Eli sopa tutsun, kadına sopayı vurduğunda sopa yediye bölündüğünde, her bir parça haftanın her gününe denk gelsin diye her gün onu erkekleştirdi.

Sahiden kadına şiddet uygulayan erkek kadının bebeği değil mi? Kadın ana güçlü olsun diye iyi beslemiyor mu? Güçlü insan vuran insan değil mi? Güçlü insan sopayı kadın aynaya, feminist anaya vurduğunda yer gök sallanır!

Çocuk, kadının elinde terbiye görür, bıyıklarına babasına özenerek kıvırır. Bebek büyüsün, bebek sünnet olsun eli sopalı erkek olmaya adım atsın, çocuk okula girsin, her gün Türklük yemini etsin, çocuk babayiğit olsun, askere gitsin. Askerin en iyisi en iyi vuran değil mi? En iyi asker bizim asker değil mi? En iyi öküz bizim öküz değil mi?

Her çocuk asker doğar asker ölmez mi?

Bu asker kimin bebeğidir?

Bu asker işkence ettiği kadın ananın büyüyen bebeğidir. Bu asker askerden döner, yavuklusuyla evlenir. Yavuklusundan bir erkek, bir kız çocuk olur. Erkek bebek el bebek gül bebek el üstünde tutulur. Kadın ana sen erkek doğurdun, erkek besledin, erkek terbiye ettin. Hiç mi aklına gelmedi bebeği çocuk yapmak, çocukluğu çocukluğunda büyütmek, büyüklüğünü insanda geliştirmek!

Şu eli sopalı mahalle kabadayısı kadın ananın bebeği değil mi? Evet odur, kadın ana onu doğuracağına taş doğursaydı! Geçti kadın ana geçti! Ne hümanizm kar eder artık ne feminizm. Bak eli sopalı erkekler bıyık altında gülmekteler!…

www.kaniyasor.wordpress.com

Yorum bırakın