kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

DELİL DOĞAN DAĞLARA SEVDAYI EKTİ

Posted by kaniyasor 29 Nisan 2012

Kani Yado – 28/04/2012

İnsanın zamanı, günlük çalışma planı uysa her gün Delil’i yazabilir. Bize o zenginliği bırakıp Kürdistan’ın dağlarında toprağa düştü. Delil bu gün aklıma geldiği için değil, Delil her zaman aklımızdadır. Aklımızdan hiç çıkmıyor ki! Mazlum Doğan’ın ikinci yarısıydı sanki. Delil, Mazlum’un düşüncesinde bir militan pratikti.          

Delil bu dağlara sevdayı ekti

Özgürlük bu diyarda tohum tohum

Son bakışı mahzun

Güneş mahzun,

Dağlar mahzun bu gün

Umutlara sevdanın

Dağlarına Kürdistan’ın

Yeşil, sarı ve kırmızıdan

Özgürlüğün resmini yapmıştı

Bu gün hüzün çökmüştü her tarafa

Silahını dayattığı meşe ağacına

Son selamını gönderdiği dağlara

Özgürlüğün geciktiği şafaklara

Delil dolu dolu yazılabilir. Bize o zenginliği bırakıp Kürdistan’ın dağlarında toprağa düştü. Delil bu gün aklıma geldiği için değil, Delil her zaman aklımızdadır. Aklımızdan hiç çıkmıyor ki!

Nasıl ki Kebire Ananın canından bir parça olduğu için onun hatırından çıkmıyorsa, O’nu tanıyanların hiç birinin hatırından çıkmıyor. Düşünen Mazlumun dağlara koşan militan ikinci yarısıydı Delil.

Ne Mazlum ne de Delil plastik liderlere, plastik siyasi ezbercilere benziyorlardı. Ankara piyangosundan çıkan şanslılara hiç benzemiyorlardı. İkisi de tavizsiz duruşlarıyla ölüm kararını kendi elleriyle yazdılar!

Çünkü onlar Kürdistan’ın özgürlük sevdalısıydılar.

Hatıraları bizi hep canlı tutuyor, hatırladıkça geçmişe gidiyor insan. Bazen gülümsüyor, bazen hüzün çöküyor insanın üstüne.

Günübirlik politikayla, bu dağlar, bu değerlerimiz anlaşılmazlar, anlaşılmaz bu sevdalar. Ankara’nın havası kirlidir, Anakara piyangosundan, Anakara’nın havasından neler çıkmadı neler!

Biz Ankara’nın plastik Kürt Politikasıyla dağlara kazınan özgürlük sevdasını bulamayiz. Delilin edebi küfürlerini, şarkılarında “canê canê tu vere meydanê “yi Ankara’nın kirli havasında bulamayız ki!

Delil’le yaşamak sanatla, edebiyatla sevda ile yaşamaktır aynı zamanda.

Delil ve Mazlum bizi devrimin estetiğine götürürken, Ankara Plastik Kürt politikası sinirlerimizi bozuyor ancak! Güzel insanlarımızın üslubunu bozuyor, Kurdlerin enerjisini bir Ankara rüzgârı gibi Kurdlerin aleyhine savuruyor!

O yüzden biz kendi sanatımızın, devrimci anlayışımızın, dağlardaki sevdamızın baharında kalmak istiyoruz. Plastik siyasetle bu yüzden barışık olamıyoruz.

Anakara’nın Plastik Politikasının tesirindeki bazı arkadaşlarımız “neden böyle deli deli yazıyorsun?“ diye e-mailime mesaj yazıyorlar. Arkadaşlarıma buradan cevap veriyorum: Özgürlük sevdası Ankara’nın Plastik politikasına benzemez. Biz özgürlük sevdalısıyız, bu yüzden deliyiz divaneyiz.

Ankara rüzgarı yüzünden bir çok değerimizin güzelliği görünmüyor. Bu yüzden dağlara ‘kesk û sor û zer’ renklerinde çizilen özgürlük resimlerinin üstüne kara bulutlar çöküyor. Bu rüzgâr Arabistan’ın çöl çamurunu sürüklemesi, üstümüze yağmur çamuru yağdırıyor gibi Ankara’nın kirliliğini kara sis olarak Kürtlerin üstüne çöküyor, yüzünü karartıyor, rûreş yapıyor!

Ankara’nın kiri kömür karasıdır, insanın yüreğini kararttığı gibi insanın yüzünü ‘rûreş’ yapar.

Biz değerlerimizi Ankara rüzgârından korumalıyız. Değerlerimizin yüreğimizde, hafızamızda taşıdığımız anılarını yazmalıyız, anlatmalıyız. Yoksa bu rüzgar zalimdir, vicdansızdır süpürüp götürür, sürükler götürür.

İnsan nasıl Delil’in TC’ye yaptığı dolu dolu küfürleri unutabilir? İnsan nasıl onun dağlara sevdasını unutabilir?

Delilin sırtını dayadığı kaya, silahını dayattığı meşe ağacı, delilin bestelerine kendi sesiyle senfonik ahenk katan Munzur, Peri Suyu onun matemini tutarken, biz değerlerimizi Anakara Rüzgarına kaptırmamalıyız.

Ankara kalleştir, Ankara bêbexttir. Ankara kirlidir. Biz Kürdistan’ın sularında, dağlarının temiz havasında büyüdük. Ciğerlerimiz, yüreğimiz bu kiri kaldırmaz. Biz ancak Kürdistan’ın baharında, dağlarının özgürlüğünde yaşarız.

Seni çok özlüyoruz Delil!

Şiir: Kani Yado

 

Yorum bırakın