kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

KİM TOPLUMA GAZ VERİYOR?

Posted by kaniyasor 23 Mayıs 2012

Kani Yado –  23/05/2012

Osmanlı Mezarlığı’nın kendine gözgü bir sosyolojisi vardır. Bu sosyolojik gerçeklerin dışında bir tahlil yanılgılı olur. İster sınıfsal sorunda ve onun ideolojik boyutunda, ister Mekke köleci tarzı olan müminler cemaatinde olsun bu gerçekler sabittir.

Biz Türkiye’nin sosyal ve siyasal tahlilinde kırdan şehre hareket halindeki köleci toplum geleneklerini hala terk etmeyen feodal kırsal nüfusu esas alarak tahlil ettiğimizde konu eksik kalır. Biz birçok ilgili konuları da birlikte değerlendirmezsek yanlış sonuca varırız.

Bu gerçekleri göz önünde alarak antroplojiye, sosyolojiye, politik bilimlere ve ayrıca Osmanlı Şeriat Mezarlığının yarattığı sosyal psikolojiye müracaat etmemiz gerekiyor. Eğer bu bilimsel gerçekleri kabul etmezsek her kesin giydiği siyasal gömleklere göre değerlendirme yaparız ve yanılırız.

Türkiye Cumhuriyeti derin devleti Osmanlı Mezarlığının ortak özelliğinin Kürt ve Türk benzerliğinde kavgayı tutuşturup siyasal kazanımlara sahip olabiliyor. Daha evvel benzerliğin olmadığı ortamlarda kavganın olamayacağını anlatmıştık.

Türkiye’de şimdi her şey netleşmeye başlıyor. ‘Kim kimin için kavga etmiş, insanlar nasıl yönlendirilmiş’ gibi soruların cevapları yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyorlar. Burada askeri generallerin hizmetindeki sivil generaller rollerini çok hızlı icra ediyorlar.

Burada açıkça söylüyoruz, kimseye siyasi dersler verme niyetimiz yok. Şahsen benim için yönlendirilmiş siyasetin yarattığı komediler eğlenmem için bana yetiyor. Kölelerin kaderini köle sahipleri belirler. Spartaküs bu gerçeği göremediği için sadece onun bireysel kararlılığı insanlara bir hatıra kaldı.

Türkiye’de müminler cemaatine muhalif olan her kes, Silivri alaturka makamında türkülerin eşliğinde dansa kaldırılıyor, festivaller tertipleniyor, etkinlikler yapılıyor. Silivri’deki mütehassıs yönlendirici generaller ise, siyasal dansların, tangoların heyecanında kendilerinden geçen Alevi mi ve Kürt misyonerleri için “silivrinin yoğurdu, anneleriniz sizi bizim için doğurdu” türküsünün eşliğinde çifte telliye kalktılar.

Silivri Cezaevi, torpilli çaniler için özel olarak yapıldı. Her türlü sosyal tesisleri vardır. Arap şeyhlerinin karşısında göbek dansı eden 40 kişilik dansöz grubunu bile kaldırabilir.

Politika dediğin şey ne ki? Uyumdur, oyundur! İktidardaki dansözler birbirine uydurduğu gibi, muhalefettekiler de birbirine uyduruyor. Aynı zamanda uyumlarda oyunlar da oluyor, birbirine oyun oynanmadığı zaman politikanın kalleşliğinin tadı, tuzu ve zevki olmazmış!

Danslar böyledir. Grup içinde biri diğerlerine uyduramazsa dans bozulur. Duyduğuma göre tetikçi General Veli Küçük bu uyumdan çok memnun olmuş. Yerinden kalkıp göbek atmış.

Bana IV. DÊRSİM Alevi Kltür Festivali’nin biletini getiren şahsa Aleviliği sordum bana ‘Şamanizm inancının Anadolu inanç biçimi olarak tanımladı. Hem de bir Kürt bireyinin ağzından duyuyordum bunu! Diyemedim: ”hey salak Alawilik  varken İslamiyet, Şamanizm yoktu, sen ne yumurtluyorsun!” Frankfurt’a gideceğim ve şamanizmin Anadolu versiyonunu göreceğim! Bilmeğim şeyleri öğrenmeye çok meraklıyım, mutlaka gideceğim!

Aslında mesele Alevilik falan değil. Benzerliğin danışıklı ve danışıksız kavgasıdır. Yazık oluyor, Alevilik de Kürdlük gibi güme gidiyor!

Daha evvelki yazımızda kavgaların temel nedenlerinin benzerlik olduğunu belirtmiştik. Muhalefet ve iktidar kavgasının bu benzerlikten kaynaklandığını anlattık. O yazıda iktidarın ve muhalefetin kendi içindeki uyumundan bahsetmedik. Bu yüzden konunun devamı bu güne sarktı.

Kürtler 68 kuşağıyla ulusal taleplerle siyasallaşıp 1970 yıllarının ortalarında Diyarbakır’da Mhedi Zana’nın belediye başkanı seçilmesi karşısında Türkiye Cumhuriyeti Kürt Ulusal Hareketine karşı, ulusal olmayan Kürt alternatif siyasal dinamizmi devreye koydu.

Darbeden sonra Alevi dedeleri gizlice bir yere çağrılarak onlara Kürt Ulusallığı karşıtı seminer ve talimatlar verildi.

Bizim yörede meşhur bir Alevi dedesi de ortadan kaybolmuştu. Biz aile bireylerine sorduğumuzda, gözaltın alındığını söylerlerdi. JİTEM öyle tembih etmişti. Biz ise ‘eve geldiğinde dedemizi soyup işkence izlerine bakacağımızı’ söyleyerek espriler yapardık. Dedemiz bir halıya binerek havadan Ankara’dan döndü. O günden sonra her tarafta mantar gibi Alevi Dermekleri kuruldu. Çünkü devlet öyle buyurmuştu! Kürtleri Kürtlerle kontrol altına aldığı gibi Alevileri Alevilerle kontrol altına almak için tüm projeler dört dörtlük uygulandılar ve tuttular.

Bana göre Aleviler hepsi AKP’ye katılsa bile fark etmez, çünkü Alevi Alevi değil artık. Sağından, solundan, yanindan, arkasından önünden yonta yonta Şiiliğe çevirdiler. Utanmasınlar Kızılbaş ‘Zarathustra’lamız hariç diğerleri Tayyip amcalarının gidip ellerini öpsünler artık. Mümin müminin kardeşi değil mi? Tayyip Ali’yi Aleviler kadar sevdiğine göre artık mümin kardeş sayılırlar. Hz. Ali, Şeriat esasında bir müminin diğer mümine düşmanlık etmesini istemediğine göre, artık Aleviler AbdulFetullah’ın da ellerini öpmeleri caiz olur!

Geçmiş dönemde de bu gün gibi derin devlet çok aktifti. Her kesi, devletin derin devrimcileri, devletin derin Kürtleri, devletin derin Alevileri olmaları için hem fiili hem de manevi baskı yapıyordu.

Aile içinde bile gerginlikler yaratabiliyordu. Ulusal siyasetle donanan Kürtler çok zorluk çekiyordu. Ailede bile güvenlikleri yoktu derin devlet aile işinde bile karşıtlığı yaratmıştı.

Şimdi bas bas bağırıyorum: Bu günkü tangolar,. Bu günkü oyunlar, bu günkü gürültüler o koşulların sonucudur. Bunu devlet başardı. Eğer bu denge bozulmazsa ne Kürtlerin ulusal sorunu kalır, ne de Aleviler Alevi kalır.

TC derin devletinin kırk yıllık emeği’in en az kırk yıllık hatırı olur! Bu hatırdan dolayı biz istediğimiz kadar yazalım, biz istediğimiz kadar konuşalım, bizim köyün şeyhlerinden deli Fatênin elini öpmek için kuyruğa giren yapay bir toplum ne dinler ne anlar.

Yüce Rabbimiz böyle insan yaratmadı. Bu yaratma derin yapıların palyaço yaratmasıdır. Yüce Rabbimiz canlıyı kendisi gibi güzel yaratır. Yüce Rabbimiz organik ve inorganik varlıkları kendi tarzında yaratmıştır. İnsanlar niyetlerine göre o canlı ve cansız varlıklara yeniden biçim verirler.

İşte gördüğümüz biçim Rabbimizin verdiği biçim değildir. O yüzden tangolarda insani aheng yoktur. O yüzden Sivlivri’de heyecanlanan tetikçi Genaral Veli Küçük ile diğer generaller ve sivil generaller kalkıp alatürkî makamindanki “Silivrinin yoğurdu, anneleriniz sizi bizim için doğurdu“ türkünün eşliğinde çifte telli oynuyorlar.

Yorum bırakın