kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

KEROMETRE

Posted by kaniyasor 14 Eylül 2012

Kani Yado – 14.09.2012

Havanın basıncını ölçmek için barometre, sıcaklığını ölçmek için termometre kullanıldığını bilirsiniz. Elektriğin akım değerini ölçmek için ampermetre, rezistansın direnç değerini ölçmek için ommetre kullanılır, uzunluk ölçüsü olarak metre  kullandığımız gibi…

Ortamın basıncını barometre ile ölçebiliyorsak, elektrik lambasının voltaj değeriyle aydınlığını ölçebiliyorsak, aydınların aydınlığını neden ölçemeyelim?  Aslında aydınların aydınlığını ölçmek en kolay olanıdır. Aydınlar Türkiye’de yeni gündeme geldiği için bir bocalama vardır.

Türklerin aydınlara ihtiyacı yoktur. Türklerde yaşam askeri kışla şeklinde dizayn edilir. Bu daha çok karanlık zihniyeti gerektirdiğinden dolayı aydınlık işe yaramıyor. İslam dininde imanın ölçüsüne elbette gerek duyulmaktadır. Buna da mutlaka iman ölçü aleti şeklinde bir çare bulmak lazımdır.

Neden bunu düşündüm? Mehmet Metiner Emine Hatun’un karşısında L şeklinde iki elif büklüm olduğunda ve Orhan Miroğlu’yu aydın olarak referans aldığımızda aydın olmanın ölçüm birimine gereksinim duyduğumuzu fark ettim.

Her okuma yazma bilen, siyasete atılanlar kendini aydın sayınca bu sorun için bir kıstas bulunmalıdır diye düşündük. Aydına aydın söylenmesi için bir ölçüm birimine gereksinim olmaz mı?

Ben şahsen KEROMETRE kavramını insanın eşekliğini ve eşeklerin insanlığını ölçmek için uygun buldum. Bir yazar arkadaşımız güzel gözlü eşekleri konu alan kısa hikâyeler yazmam için tavsiyelerde bulunmuştu. Gözlerinin güzelliğiyle dünya insanlığının sevgisini kazanan eşek üzerine yazdığım hikâyelerde başarılı olduğumu fark ettiği için beni yazmaya teşvik etmişti.

Aslında ben Mehmet Metiner gibi “ez xulam“ cı Kürt tiplerini çok ilginç bulduğumdan yüzlerini görmemek için onların fikir dünyalarına katılmayı istememiştim başta. İnsan güzel gözlü eşeği aratmayan Mr Bean gibi kibar ve Emine Hatun’un karşısında ikiye katlanabilir yeteneklere sahip Mehmet Metiner gibi politikacıların varlığından haberdar olunca KEROMETRE’nin kullanılabilirliğine inandım.

Mr. Bean gibi kibar, onun gibi estetik, onun gibi katlanabilir özelliklere sahip sosyete kibarlarını gördükten sonra gözlerine meftun olduğum eşeklerin eşekliğini referans alarak KEROMETRE ile beraber bu alana kaydım.

Bütün dünyayı dolaşalım her kese “kime aydın denir?“ diye soru soralım. Her kes aydın olmanın ne olduğunu bilir.

Aydın kavramı, Türkiye’de tarifi bilinmeyen bir muamma olunca KEROMETRE buluşumuz önem kazandı. İnsanın kerliğini ve kerliğin insanlığını ölçmek bir amme hizmeti olduğunu unutmamak gerekiyor.

Kerometre cihazını her yerde kullanmak mümkündür. Mesela mü’minlerin iman gücünü, Şii-Bektaşilerde, acıların en alasını, yani Kerbela belasını…

Gerici Alevilere kerometreyi tutup şu soruları sorunuz:

SORU:Alevilik nedir?

Cevap: Alici Kerbelacılıktır.

KEROMETRE: Yanlış oldi be kerlerin belası!!Alevilik İslamiyetten binlerce sene önce vardı ker oğli ker! Şeklinde cevap verir.

Şimdi Abdul Şaban isminde bir Sünnîye soralım:

SORU: Sünnîlik nedir Abdul Şaban?

Cevap: Sünnîlik Ehl-i Sünnet El Cemaattir efendim.

KEROMETRE’den ELCEVAP: Efferım ulan Şaban, sen tam Şabansın, gözünü yumarak cevap verdin!

Siyasi konularda aynı KEROMETRE’yi kullanmak daha zevkli olur. Her konuda ahmaklık ile bilgelik arasındaki farkı bulup insana sunuyor.  Hele üfürükçülere alim derseniz çok kızar KEROMETRE’niz !

Elbette insan bilgiye ulaşma, onu özümseme açısından önemli merhalelere sahiptir. Bir insan türü var, zır kerdir, kerometrenizle ölçtüğünüzde  ker oğlu ker olarak bir sonuçla karşılaşırsınız. Buna kerlerin kerliği, yani ahmak diyebiliriz.  Bir merhale de var ki, bu çok ilginç, bilgedir ama bilgeliğinin hiç farkında değil, mutlaka onu konuşturmalı, teşvik etmeli. Bu bilgeliğin kerliğidir. En kamil olanı yani üçüncü kategorideki bilgeliktir. Bilge bilge olduğunu bildiği için ona hatırlatmaya gerek yok. Bu bilgeliğin bilgeliğidir yani insanın insanlığdır. Bu kategoridekilere  kerometreyi tutarsanız kerometre çatlar!

Kendini aydın sanan ukalalaşmış yarım yamalak insanlar, bilinçlenme sürecinin bir durağında gevezeliğe takılı kalırlar. İnsan o noktada ukalalaşır ve ezberleriyle yaşamayı yeterli bulur. Bu ezberler onu tahakküm gücüne ulaştıramadığında yani topluma zulmetme, onun üstünde bir otorite olma gücüne ulaşamadığından dolayı çok dertli olurlar. Kendi yaşam alanında amaçlarına ulaşamayınca kendini siyasal piyasada satılığa çıkarırlar.

Kerometrenin her alanda kullanılabileceğini söylemiştik. Doğal olarak parazit sınıflar bir dinamik sınıf olduğuna göre sınıf mücadelesinde birbirine destek olurken siyasallaşmada dünyayı sarsacak pratiklerin sahibi olurlar. Şeriat usullerine göre vazife-i ıcrada ve en mümeyyiz bir şekl-i esasında  hizmet-i icrada bulunurlar bu zat-ı muhteremler!

Kerometrenin belirlemelerine göre İslam selefi Şeriata mugayir hiç bir şekilde haram ile iştigal eylemezler. Her şeyi şeriata uydururlar! Muhterem Cubbeli ne yaptıysa şeriata uygun ve şeriata uydurarak yaptı. Züleyhalar olunca Cübbeliler de olacak elbette. Eşek olunca bineni çok olacak, sömürüye hazır teslimiyetçi olunca sömüreni olacak, köleliğe sevdalanmış milletlerin zalimi olacak…

Dangalaklar olmayınca komedi konuları olmaz, komedisiz ise hiç yaşanmaz. Yoksa biz nasıl güleriz, başka kim bu acıların içinde bizi güldürebilir?

Yorum bırakın