kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

SİYASİ AĞALAR DEMOKRAT PAŞALAR!

Posted by kaniyasor 10 Ekim 2012

Kani Yado – 10.10.2012 

Türkiye’de ne zaman demokrasi konusu konuşulsa, demokrasi ile ilgili haber duysam gülerim. Gerçekten “bunlar ne zaman demokrat oldu böyle habersiz, sessiz ve sedasız?“ diye kendi kendime soru sorarım. Sol postalcılar da başladılar bu lakırdıları etmeye!

Mısto Kemal’n sol Kürt versiyonları başladılar “demokratik kurtuluş, demokratik özerklik, demokratik sistem gibi kavramları kullanmaya. Daha çamurdan yarattıkları Tanrı-belalarından kurtulmadan nasıl kurtulur insan? Kul her zaman kendine benzer tanrılar yaratır. Köle, sadakatten yaratır efendisini.

Böyle giderse, birileri namluyu alnınıza dayayıp “teslim ol amigo demokratik öldürme hakkımı kullanmaya geldim!“ derse hiç şaşırmayız. İnsanlık vicdanı, toplumların iradesizleştirilip ruhsuzlaştırıldığı coğrafyamızın insanlarını taşıyacak durumda değildir artık. Bu lanetlik yaşam biçimi, siyasal despotizminin önüne (D) harfi koyarak aldatma kararlığında gözüküyorlar.

Sahi onlar ne zaman demokrat oldular?

Yeni ortamda eski yaşam tarzlarını sürdürmek için daha çok üretecekler. Demokratik fedailik, demokratik cinayet şebekeleri, demokratik savaş, demokratik zulüm, demokratik aldatma biçiminde veya benzeri tarzlarda daha çok kavramlar ortaya çıkacaktır. Hani üfürükçülüğün rağbet gördüğü dönemlerde sarıklı, cübbeli din istismarcılığı misyonerlerinin çoğaldığı gibi bundan sonra çok demokrat develer göreceğiz.

Sahi bu develer ne zaman demokrat oldular?

Türkiyede  bir yarış başladı deve yarışı gibi bir demokrat yarışı. Her kes biribirinden daha demokrat görünmeye başladı. CHP faşizmin merkez partisidir. O da yarışa katıldı. CHP’nin meşru ve gayri meşru evlatları olan diğer örgüt ve partiler de bu yarışa girdiler. CHP’nin uzun boylu evlad-ı zinası AK PARTİ demokrasi ödülü alacak yakında.

Sahi siz ne zaman demokrat oldunuz?

Demokrasi bacadan lütuf olarak gelmez ki! Demokrasi insan erdemlerinin töleransa dayalı bir siyasal yaşam biçimidir.

Mahkumlar da demokratlık yarışına girdiler. Danışıklı olarak Türkiye’ye yakalattırılan Şemdin Sakık ve onun Şah-ı Şahanı da Kürtlerin adına demokrasi ödülü almayı planlamış gibi görünüyor. Kendine dost ve taban edinmek için basından, çamurdan, hamurdan taban ediniyorlar şimdilik.

Biz siyasal bilgileri yanlış mi öğrendik acaba! Bu ne iştir?

Sahi siz demokrasiyi çamurdan mı sandınız?

Demokrat kabadayılar mahallenin bir köşesinde sizi haraca bağlarlarsa ağlamayın. Çünkü demokrasi insanlık erdemlerinin biçimlendirdiği siyasal yaşam tarzı ve sistemi olduğu hep birileri tarafından gözden kaçırtılıyor. İnsanlık erdemlerinin gelişmediği koşullarda yaşamın her yönüne Tayyip gibi kabadayılar hakim olur. Onun farklı versiyonları olan Kürt, Türk kabadayıları ve kabaayıları kasıp kavurur.

Sahi ayılar ve dayılar ne zaman demokrat oldular?

Güney Kürdistan’da çıkarılan bir kanunla çok eşli evlilik yapan vatandaşlar seçilme haklarını kullanamazlar. Zaten her kes Cübbeli Ahmet gibi Şeriata göre kadın alıyor ve devrediyor, bu yasa nasıl uygulanabilir? Bir tane nikahlı 30 tane ise cariye statüsünde hizmetçi olarak evde tutar! Buna kimse itiraz edemez çünkü efendimiz Resdul-u Ekrem de muhterem insan Hatice  hanım vefat ettikten sonra meydanı boş bulup böyle yaşadı. İtiraz ederseniz kafir sayılırsınız!

Sahi bu arabesk Güney Kürtleri ne zaman demokrat oldular?

Belki de İslamiyetin erkek özgürlüğü, erkek edepsizliği özgürlük ve demokrasi  sanılmış!

Coğrafyamız barbar Arap ve barbar Orta Asya göçmenlerinin istilasına uğradıktan sonra binlerce yıllık gerilemeyi yaşamıştır. İnsanlığın geliştirdiği tüm kültürel değerleri kaybetmiştir. Doğru bir gözle bakıldığında insan toplulukları yangın sonrasındaki ormanın yanmış ağaçların acınacak durumuna benziyor. Artık her ağaç dallarıyla, yapraklarıyla, çiçekleriyle canlılığını kaybetmiştir. İnsan bu ağaçların kökünden yeniden yeşermesinin beklentisinde hissediyor kendini.

Ortadoğu yeniden şekillenecektir. Sınırlar değişecektir. Kendilerini “kesk û sor û zer“  ortamında gizlemiş Misak-i Millici Kürtlerin beklentisi olmayacak ve Türkiye geniş alanı kontrolü altına alamayacak. Zaten Türk generallerinin kafasına çuval geçirildiği zaman bunun ipuçları verilmişti. Veli Küçük ile Yalçın Küçük Irak ile Türkiye arasında dağlık alanlarda bir tampon bölge kurma hayali de bitmek üzeredirler. Kürt militan dinamizmi artık ulusal özgürlük ve bağımsızlık idealine hızla kavuşuyorlar. Tetikçi general Veli Küçük kahrından Silivride can verebilir.

Sahiden evrim kazasına uğrayan bu coğrafyamızda çözüm mümkün mü?

Tarihin zaman ibresini geriye çevirip (0) yılına getirircesine Mezopotamya aydınlığından yeniden yola çıkmalı, yoksa bu kirliliklerden kurtulmak zor. Toplumsal evrim İslam karanlığında kazaya uğradı. Her kes bir şekilde karardı.

Şimdi soruyorum Kürt ne kadar Kürttür?

Ortadoğu’da insan ne kadar insandır? Cevabı olumluysa her kes bu şekilde yaşamaya devam etsin, istisnalar başka galakside yaşamayı denesinler, insan böyle karanlıkta, böyle tuzakta, böyle ezberlerde yaşayamıyor.

Bölgemiz Allah adına yalanların en fazla üfürüldü bölge değil mi?

Her kes bu yalanların kurbanı değil mi? Bölge insanın ehven-i şerri bile yok. Her kes biribirine benzer, dinli, dinsiz, sağ, sol, orta, her şey karanlık ve kanlı!

Dünya, çöl yaşamında olan toplulukları yeşil coğrafyalarda iskan etmek için artık önemli kararlar almalıdır. Yeşilliği görmeyen gözler kör olur, göremez gerçekleri. Her göz “kesk û sor û zer“ renklerini bahçesinde, kasabasında, ovasında, dağında görmelidir.

Gözler Rabbimizin güzelliklerini görmeli ki, insanlar Rabbimizin adına dinler ilan edip O’nun adına yalanlar üfürmesinler. Yoksa bu çöl fırtınaları yalan üretmeye devam edeceklerdir ve insanlık kirlenmeye devam edecektir.

Yorum bırakın