kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

YALANCILAR BATTIKÇA BATARLAR

Posted by kaniyasor 15 Kasım 2012

Kani Yado – 15.11.2012

Halk arasında güneşin doğudan doğduğuna dair söylemler hep tekrarlanır durur. kimse “gerçekten güneş doğudan doğar mı?” diye kendine bir soru sormamış.  Bu sadece bir örnektir. Ezbere dayalı tüm şükürcü arabesk makarnacı yaşamda ne kadar sözcük, söylem varsa böyle yalanlara, böyle ezberlere mahkum olmuş.

Eskiden yer merkezli anlayışta dünyanın yerinde sabit ve güneşin dünyanın etrafında döndüğünü iddia etmişler. Kim güneşin doğudan doğduğunu inkar ederse, ol kim ki dünyanın güneşin etrafında elips bir yörüngede döndüğünü iddia ederse kafir olurdu, derisi yüzülürdü, ateşte yakılarak idam edilirdi.

Şimdi bilime göre “kafir” yani gerçeği saklayanlar dincilerdir. Çünkü Rabbimizin gerçekliğini sakladıkları gibi O’nun evreni hakkında doğru bilgileri saklıyorlar. Bilimin mantığına inanmayanlar kafir sayılıyor böylelikle.

Güneşin sabahları doğduğunu, akşamları battığını üfürdüler! Oysa bazı yerlerde dünyanın kendi yörüngesinde geldiği bazı istasyonlar arasındaki sürede ya gündüz yoktur ya da gece yoktur. Üfürükçüler siz neden üfürdünüz? İnsan evreni tanımadan ona iman etmeden onun yaratıcı kudretini tanıyamaz, bilemez.

Güneşin doğması tabiri bir yalandır. Her kes bu kuyruklu yalana mahkum olmuş. Oysa güneş doğmaz, dünya dönüyor. Bu tür yalanlara mahkum olmakla iş bitmiyor. Kendi yanlarının kuyruğunu Kürtlere mal etmiş ve Kürtlere “kuyruklu Kürtler“ demişler.

Ey dünya insanlığı! Siz böyle kuyruklu yalancılar gördünüz mü? Bu yalancılar Kürt ulusunu inkar ettiler. Bu yalancılar Kürt dilini inkar ettikleri gibi siyasi oyunlarla unutturdular, tahrip ettiler!

Eğer size bir haksızlık edildiğinde acıya sebep olana beddua ederseniz “ Türkiye Cumhuriyeti’nin komşusu olasın!” diye beddua edin! Çünkü Türkiye’den daha zalim devlet, bu bedduadan daha büyük beddua olmaz.

Yüz yıllardır söylenen yalanlarla insan başka bir şeye benzer mi? Kendini korumak isteyenler siyasetin ve dinci üfürükçülerin yalanlarından kendini sakınsınlar. Bu cemaatler çok korkunç üfürürler. Bir de üfürdüklerine şizofren tarzda inanıyorlar ve sizi de inandırdıklarında felaketler kopuyor.

Yalanların inadına doğruları savunun. Doğruluğu ispatlanmamış hiçbir söyleme inanmamalı. Güneş doğmuyor, dünya dönüyor işte!

Güneş doğmaz, çünkü yerinde duruyor, ne doğar ne de batar. Ama üfürükçüler doğudan batıya sürekli üfürdükleri gibi batıya göç ederler. Belki bu dünyanın kendi doğusu istikametinden savrulurken, gericileri, barbarları batıya savurması olayıdır.

Tarihe damgalarını vuran semavi dinler dediğiniz dinlerin çıkış coğrafyasını iyice incelerseniz, o coğrafyan insanları dünyanın farklı yerlerinde yaşama istekleri vardır. Maddi imkanları olanlar o koşullarda yaşamıyorlar. Kendi yalanları kendilerine esaret zinciri olmuş. O koşulları terk edip dünyanın çeşitli yerlerinde ev kiralıyorlar.

Anadolu ve Mezopotamya nasıl bu hale geldi? Bari ”kimim, nereden geldim nereye gidiyorum?“ gibi doğru bir soru sorabilseydiler yanıtları onları doğru adrese götürecekti. Gericiliğin insan mantığına uymayan saçmalıkları ve komik halleri uzun süre kendini kendilerinde yaşabildiği yetmiyor sanki!

Yıllarcadır el yordamıyla karanlıklarda yaşamını sürdürenlerin ha bire bilimsel teorilerinin yanlışlıklarını arayıp üfürükçüleri ve falcıları haklı çıkarma çabalarına hep gülüyorduk ama ilericilerin cephesinde de üfürükçülerin ortaya çıkacağını hesap etmemiştik. İnsanlar suçlu aradıklarında dönüp kendine bakmıyorlar. İlericilik cephesi bir başka alem! İlericilik adına ortaya çıkan bulanıklık sarhoş sersem hindi gibi yalpa yapıp duruyor.

Sağına bakarsınız karanlık, soluna bakarsınız karanlık, arka cephesi zifiri karanlık! Yani, Türkiye’nin işgalindeki Kurdistan sahası dahil, Osmanlı karanlığının siyah renginde. Demokrasi diyorlar ama bu karalar, bu karanlıklar nasıl gider? Bin yıldır Araplar, Selçuklular, Osmanlılar, halkları kendi kara renklerine boyamışlar. Ruhlar insandan, insanlar ruhlarından kirli!

Türkiye’de makarnacı olmayanlar nasıl?

Maalesef bu Osmanlılık ortak yaşamındaki karanlığın sağıyla solu arasından fark yoktur. Sağı sağdan, solu soldan üfürür! Bakarsınız ne kadar kanlık sağ ve sol misyoner varsa sözleşmişçesine Kürtlerin Türkiye’nin esaretinde kardeşçe yaşamasını tavsiye ederler! Sorsanız “siz neden Kürtlerle kardeşçesine yaşamadınız?” diye, size vatandan, Sakaryadan ve Dumlupınardan başlarlar anlatmaya…

Yalanlara, yalancılara inat KURDİSTAN bağımsız olacaktır. İnsanlık artık doğmayan ve batmayan güneşin enerjisinde kıymet-i harbiyesi olmayan gündemlerle aldatılmayacak, oyalanmayacaktır.

Yorum bırakın