kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

İNSAN DEĞİŞMELİ BİLGİ NETLEŞMELİ

Posted by kaniyasor 18 Mayıs 2013

Kani Yado – 18.05.2013aaa-kaniyado.2: Doğru ve yanlış meselesi değişken ve göreceli sayılacak kadar kirli bir ortamdan nasibi aldı. Yanlış ve doğru kendi mecralarında birbirlerine anlam kattığında gelişmenin temel gücü olurlar. Hele coğrafyamızın siyasal istismarları ile artık ciddi ciddi bizi huzursuz ediyor!

Dünya gereksizliklerin çöplüğüne dönmüşken maddi yaşam gerçekliği insan egosuyla aldığı biçim ile 21. Yüzyılın ulaşması gereken seviyesinin altında seyrediyor.

Yalancıların söz sahibi olduğu coğrafyamızda toplumsal gelişme dinamizminin önünde barikatlar kuran yalana dayalı yapılanmalar yaşamı anlamsızlaştırmıştır. Artık çekilmez duruma gelen yaşam yüzünden dünya büyük tehlikelerle karşı karşıya geldi.

Türkiye’deki Kürdler kendilerini kurtaramayınca Ortadoğu’nun kurtarıcı şampiyonluğundan da vazgeçip dünyanın kurtarıcısı komedisine zenginlik katacakları beklentisindeyiz.

İnsan erdemlerinden yoksunluğun neden olduğu savaşlar barışlar kadar kirli, diktatörlüklerin çekilmezlikleri kadar acılıdır. Dünün doğru sayılan yanlışları günümüze kadar tabulaşarak insanı hiçleştirmiş, tabuları, şirkleri kutsamış, yüceltmiştir.

Bilimin amacı doğru ve yanlışı araştırmak olduğu halde, doğruları anlamsızlaştıran yalanlar, hurafeler üretilerek veya mevcut hurafeler insan beynini uyuşturarak işlevsiz bırakmıştır.

Hurafeler bataklıkları sivrisinek membaı durumuna getirirken, bölgemizin önderliklerinin altın tuvalette ‘şey etme’ hayalleri bir türlü bitmiyor.

Yalanlar Rabbimizin emirleri olarak insanlar için korkuluk yapılarak insan yaşamı renksizleştirilmektedir. Burada sorgulanması gereken bilim mi, insan mı, insan kiri olan ihtiras mı?

Öncelikle bilimin kendisi insandan kurtarılmalıdır. Başbakanlar bile neredeyse mahalle falcılarına alim diyebilecek kadar insanlıktan adım adım uzaklaşmaya yöneliyorlar.

İnsanların beynine yapılan suikastlar belki birlerinin uzun süre muktedir olmasına sebep olabilir ama insana verilen zararların hesabı düşünülmelidir.

Dinsel yalanlar, kavram ve içerik olarak hatta isimlendirme ile ait olduğu yerde olmalıdır. Mutlaka her öğe ait olduğu yerde olmalıdır. Dünya daha fazla kirliliği taşıyamıyor.

Dünyadaki tüm sağ ve sol despot siyasiler sanki işbirliği yapmış, nazariyelerin etkileme gücüyle insanlar ruhen teslim alınıyor, birey kendisi olmaktan çıkıyor birer hortlağa dönüşüyor!

Bilim adamlarına bilim disiplinlerindeki kargaşaya son vermek için büyük görevler düşüyor. Ayrıca bilim adamı bilimsel uğraşıyı profesyonel anlayışla bir meslek olmaktan çıkarıp bilgileri talanlardan, suikastlardan, kirlenmelerden korumalıdırlar.

Bilimin ahmaklardan korunmaya ihtiyacı vardır. Bilim siyasi korsanların suiistimallerine maruz kalıyor. Bilim siyasi korsanlardan korunamazsa insan da tutsaklıktan kurtulamaz. Bilim disiplinlerinin bakıma ihtiyacı vardır, sadeleştirilmeye ihtiyacı vardır.

Üfürükçüler dinsel yalana ilim, yalancılara ulema diyebiliyorsa bilimin erdemli insanlar tarafından korunmadığı anlamına geliyor. Siyasi ve dini magandalar kendilerine uymayan hiçbir bilgiyi doğru saymaz, bu ne demektir?

Doğruların terazisi siyasi ve dini magandaların lider sandıkları yapay öğelerin elinde olduğunu varsayması insanoğlunun büyük ihmalleri olduğu anlamına geliyor.

Bilim disiplinleriyle ilgili olan bilim adamı değişimci ise önce kendini değiştirmelidir ve önce kendini yenilemelidir. Kendini yenileyebilen ancak yenilikçi olabilir, kendini değiştirebilin insan ancak değişimci olabilir. Değişemeyen insan hiçbir şey değiştiremez.

Bilim disiplinleri anarşisi bilim dallarının birbirine karşıt işleme ve kavram karışıklıklarına neden olur. Toplumda masallarla bilimsel nazariyeleri birbirine karıştırılması bu gerçekle ilgilidir.

Politik söylemler bilimi hiçe sayıp sorumsuzca yanlış beyanların, bilime ters beyanların topluma dayatılması etkisinin hesap edilmemesi insanlığa karşı sorumsuzluk anlamına geliyor.

Yaşamın yalanlardan ve yalancılardan kurtarılması için öncelikle bilim disiplinleri arasında bir uyumun olması gerekiyor. Yani bilim disiplinleri ve bilim adamları da barışık ve sade olması gerekiyor. Bu alan siyasetin akil adamlar tiyatrosuna benzememesi gerekiyor.

Bir bilim adamı Kürdlerin bir ulus olduğunu biliyorsa, bir ulusun kendi kaderini tayin hakkının da olduğunun evrensel olduğunu da bilmesi gerekiyor.

Eğer bilimin, bilginin, doğrunun amacı insanı mutlu etmek değilse amacı da anlamsızlaşır.

İslam şeriat mezarlığının etkisiyle günümüz insanlarının içinde bulunduğu psikolojinin ne kadar korkunç olduğunu biliyor muyuz? Bu mezarlık kendi karşıtlarını da kendine benzetecek kadar kirlidir.

Bu hassasiyetler göz önünde tutulduğunda tüm çabalar toplumu özgür kılmak, mutlu kılmak ve refah içinde olmasını sağlamaktır.

Efendilerin tutsaklığındaki köle ruhların da kendilerini rahat bırakmayacağı anlaşılıyor. İnsanları dinsel ve siyasal yalanlarla mutlu etmenin ömrü çok kısa olur.

Artık siyasal ve dinsel nazariyelerin etkisiyle kandırılmış veya ikna edilmiş insanları çağdışı ilişkilere zorlamak mümkün olamıyor. Çağımızda maskeler çok çabuk düşürür.

İnsanoğlunu uğruna kendini feda edebilecek kadar ve dünyayı kan gölüne çeviren doğrular günümüzde gerçek sayılmıyor. İnsanoğlunun ortak emeğiyle ortaya çıkan değerlere, gerçeklere ve bilgilere ambargo koymak etik değildir.

Sosyal, siyasal çözümler, sadeleştirmeler ve eğitim sistemlerine uyarlayarak çağımıza denk sistemlerin olgunlaşması sağlanmalıdır. Tüm disiplinlerin sadeleştirilmesiyle hem iç içe geçmişlik sorunu çözülür hem de suiistimali engellenir.

Çözümcü güce sahip kişiliklerin gelişmesi ve sorumluluk içinde işleve sahip olması için insan cüzüm iktidarına sahip olup çözüm alternatiflerini üretebilecek yeteneklere sahip olması gerekiyor.

Bir Yanıt to “İNSAN DEĞİŞMELİ BİLGİ NETLEŞMELİ”

  1. SEZENLER OLMUS said

    paha bicilmez yazı…

Yorum bırakın