kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

KAPİTALİZMİN İHTİRAS CEHENNEMİ

Posted by kaniyasor 1 Temmuz 2013

Kani Yado – 01.07.2013: Kapitalizmin doymazlığı neredeyse Ermeni aaa-kaniyado.2ulusunun yeryüzünden silinmesine neden oluyordu. İttihat ve Terakki Said-i Nursî ve Ermenilerde benzerlerini yaratarak savunma refleksleri körelttildikten sonra Anadolu yerlileri olan Ermenilere, Suryanilere, Kürdlere ve diğer halklara  karşı katliam gerçekleştirildi.

Biz sermayenin bu ihtirasını deşifre ederken kapitalizme karşı geri köylülük reaksiyonu olarak değil, insanlık erdemlerinin ve insan hakları bilincinin bize yüklediği sorumlulukla karşı çıkıyoruz.

Biz toprağa yerleşik düzenin gereği olarak gelişen feodal üretim biçimi ve uygarlığı gibi kapitalizmin de toplumsal evrim gereği zorunlu süreç olduğunu biliyor ve bu sürecin insan ömrü gibi bir sona sahip olduğunun da bilincindeyiz.

Bu çerçevede diyoruz ki kapitalizmin kar hırsıyla tepelemediği, kullanmadığı unsurlar mı kaldı? Kapitalizm ve sosyalist toplum inşa dönemlerindeki geri toplumsal sınıf karakterlerini taşımasının neden olduğu felaketleri günümüz insanları da yaşadılar.

Bilhassa İslam’ın ilan edildiği coğrafya ve çevresinin bol keseden atma geleneğinden dolayı toplumsal konuları incelerken çok dikkat etmeli. İlkel oldukları biçimiyle saf ve sade toplum değildirler.

Bu toplumlar Meleklerin başı’na bile tuzak kurup Allah ile Meleklerin başının arasını açan mitolojinin sahipleridirler.

Kendi mitolojilerindeki çatışmalı “hayır ve şer” karşıtlığında, şer her zaman pratik etkileri ile bu toplumu ziyadesiyle biçimlendirip kötülüklerin kurumlaşmasına neden olmuştur.

Coğrafyamızın sorunları şablonlarla tahlil edilemeyecek özelliklere sahiptir. Batı tarzı eğitim taklidinde eğitime sahip insanların gücü bu toplumsal yapıları tahlil etmeye yetmeyeceğini söylemek abartılı olmaz.

Bir bilim adamının bir Kayserili ile girdiği bahiste bilim adamının Kayseriliye nasıl yenildiğini daha evvel anlattığımız için yeniden yazmaya gerek yok ama bu coğrafyanın evrimi kaplumbağanın ağaca çıkacak şekilde evrimleşmesi kadar zor olabilir.

Kapitalist düzende sınıf tercihlerinde meydana gelen mücadele biçimlerinin içinde geri toplumsal tercihlerinin reaksiyonları da ortaya çıkabiliyor.

Feodal uygarlıkta serf denen yarı köle toplumsal yapı ortaya çıkarken, kapitalist toplum liberal gelişmelere neden olur.

Bu ise özgürlükçü demokratik sistemlerin inşasıyla demokratik uygarlığa neden olur. Ekonomi politik literatürle biz buna kapitalist modernite diyemeyiz. Bu kavram siyasilerin uydurmasıdır.

İnsan ihtirasının neden olduğu tahribatlara karşı mücadele gerekli oluyor. Çünkü kapitalist sistem burjuva uygarlığını(çağdaş medeniyet) geliştirdiği gibi kar hırsının sınır tanımazlığı insan erdemlerini tahrip edebilecek şekilde doğal dengeleri bozabiliyor.

Günümüzde ekolojik denge bozukluğundan bahsediyorsak tahribatın büyüklüğünü hesap edebilmeliyiz. Burada insan unsuru kendini korurken gelenekçilerin tarihin çarklarını geriye çevirmeye çalışması da insanın ruhsal dengelerini bozabiliyor.

Çünkü gelenekçilerin müptela olduğu yaşam artık yeniden tekerrür edemez.

Deve yerine TIR ve diğer çeşitli münakale araçları geçti. Deveciliği çağımıza dayatmak çeşitli sorunlara neden olabiliyor. Kadınların başını ambalajlayarak deveci sistemlerin cariyeli sistemlere yeniden geçmek mümkün değildir.

Toplum her türlü siyasal eğilimiyle bu konuda görüş birliğine varmazsa İran’da olduğu gibi bozuk kamyon gibi bataklığa saplanıp padanaj yapabilir.

Türkiye Cumhuriyeti devleti, faşizmden daha rezil gerici coğrafya ile Avrupa burjuva uygarlığı arasında tampon bölge konumundadır. Bu yüzden Türkiye’de faşizmin ömrü uzadı. İç dinamikler Kürdler dahil faşizmi kanıksadıklarından dolayı dış dinamikler 1998 yılında faşizmi tasfiye kararı aldılar.

Türkiye’de demokrasi sorunu ve bundan dolayı Kürd sorunu iç siyasi dinamikler sadece partilerin oy alma, uniter devlete sadakat şeklinde Kürd sorunu rencide edici bir şekilde ele alınıyor.

Mekke İslam köleci sistemi bu koşullarda çağın siyaseti içinde kendini kolaylıkla yaşatabildi. Tek tanrı, tek devlet, tek millet, tek diktatör şeklinde her şey bu tabular için yaşam düsturu benimsendi.

Kuzey Kürdlerine siyaset üzerinden Kemalizm bulaştırıldı. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bulaştırdığı Kemalist despot siyasallaşma sistemi Kürdlerin de toplumsal imajını bozdu.

Toplumun kendine özgü orijinalitesi bozulmadan ulusal özellikler üzerinden örgütlenmesi daha sağlıklı sonuçlar ortaya çıkarabilirdi.

Türk siyasallaşma özelliklerinden etkilenen Kürdlerde de Türklerde olduğu gibi siyasal sendromların etkisinde kalarak çok acı darbeler yemiş insanlar olarak günün siyasetiyle uyum sağlamayarak ölçüyü kaçırırlar.

Türkiye’de derin meseleler çok hasta üretti. Tetikçi devlet görevlilerinin içinde olduğu sendrom gibi devletin kullanıp çöpe attığı soldaki sendrom da ağır sonuçlara neden oldu.

Geçmişten günümüze intikal eden hastalarla birlikte çok büyük çapta devrimci olmayan kitle oluştu. Ama bunlar devrim adına konuşurlar, sosyalist olduğunu söylerler.

Bu ulusalcı solcuların denkliği eskiden Mussolini ve Hitler nasyonal sosyalizmin yani faşizmin kendisidir. Sağlıksız koşullarda ve sürekli kişilik müdahalelerine maruz kalmış jenerasyonda devrimci anlayışın gelişmesi zorlaşıyor.

Toplumsal değerlerin ölçüsü dünya ile uyumdur. AB müzakereleri Gezi Parkı eylemleriyle sarsılınca hem toplumsal nitelik hem de TC devletinin niteliği tartışma konusu oldu.

TC dünya demokratik standartlarla uyum sağlayamayacağı gibi toplumun sağı ve solu da dayanak yaptıkları ideoloji ve siyasetlerle uyum sağlayamıyor.

Türkiye’nin İslami anlayışı Osmanlı talancılığının verdiği biçimle ve daha sonra milliyetçiliğin yarattığı Türk-İslam anlayışı ve siyasal yönelimi insanlık için büyük talihsizlik olduğu gibi Arapların ve diğer halkların da değişmezliğinin nedeni oldu ve bu coğrafya dünya için kriminal bir vakaya döndü.

Hangi Türk sol taraftarı insanla Osmanlı sorununu konuşursanız konuşun, Osmanlının işgal ettiği topraklardan çekilmesini Osmanlının ihaneti olarak değerlendirirler.  Bu durum Osmanlı barbarlarının işgallerini meşru göstermesi anlamına geliyor. Siz böyle komik sosyalistlere dünya da hiç rastladınız mı?

Kürdler Kemalist bir cumhuriyet koşullarında yaşadılar. Günümüzün siyaseti bu koşullarda benzeşme ile biçimlendi. Benzeşme siyaseti sonuçta asimilasyonla sonuçlanacak siyasal entegrasyondur. Kürd ulusal bilinci öne çıkmazsa Türkiyelileşmek üzerinden Türkleşecek Kürd potansiyeli ortaya çıkar. Bu Türkiye’nin siyasal başarıları olarak görülmektedir. Türk devlet siyasetine entegre olan Ankara sevdalı Kürdlerin ortaya çıkmasına neden oldu.

Tüm mevzuların başında mutlaka insanın doymazlığı gelir. Biz bireyin ihtirasının bilenerek insanı ne rezil hale getirip diktatörlerin ortaya çıkmasına  neden olduğunu fark ettiğimiz gibi, bu bireylerden müteşekkil toplumların doymazlığının insanı nasıl rezil bir kişilikle biçimlendirebildiğini fark edebiliyoruz.

Yorum bırakın