kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

BİRLİK KÜRD ULUSUNUN TALEBİDİR

Posted by kaniyasor 25 Temmuz 2013

Kani Yado – 25.07.2013: Kürd toplumunun sürekli Kürd partileri ve liderleriaaa-kaniyado.2 üzerinde baskı yapıp birliğe zorlaması durumu yeni değildir. Aşiret zihniyetiyle Kürdistan’ın milli birliğini unutup birbirleriyle çatışmaya hazır olmaları Kürd düşmanlarının onları kolayca çatıştırmalarına neden oluyordu. Kürd toplumu bu nahoş durumdan dolayı çok huzursuz oluyordu.

İrak Saddam örneğinde görüldüğü gibi ihtiraslı liderler için ülke kendi bireysel kariyerlerinden daha önemli değildir. Bu yüzden toplumun iradesini kendi tekellerine alarak ülkenin tek sözcüsü durumuna gelebiliyorlar. Bu talihsiz durum Güney Kürdistan’da böyleydi ve şimdi Kuzey Kürdistan’da hala böyledir.

Tekçi önderlik biçimini Kürdler icat etmedi, bu musibet Kürdlere sonradan bulaştı. Bu durumu, değişen dünya koşullarında gericiliğin kendini çağın koşullarında yaşatma biçimi olarak ifade edebiliriz.

Çok derin dünya görüşüne sahip olan ve Kürd halkının kendi bağrından çıkardığı Mustafa Barzani öncülüğünde Kürdistan Demokrat Partisi hareketinin demokrasi tercihi bir tesadüf değildir. Uzun vadeli stratejisini demokrasi paradigması üzerinde inşa etmiştir.

Bu demokratik tercihin Kürdleri bağımsızlığa götürebileceği düşüncesiyle Türkiye kuşkuyla bakıyor. Türkiye bu yüzden her defasında Kürdistan Ulusal Birliği gündeme geldiğinde Kuzey Kürdistan Kürtlerini kışkırtarak bu birliği ulusal kongreye çevrilmemesi için bir bahane bulup engel çıkarabiliyordu.

Dünya Türkiye’den ve Kürdistan’dan büyük görevler bekliyor. Ortadoğu köleci toplum sistemi bölgede binlerce yıllık geri yaşamı kalıcı duruma getirirken dünyanın çağdaş ilişkilerinin gerektirdiği gelişmelerin önünde büyük engel teşkil edip, İslam toplulukları demokratik uygarlığın nimetlerinden faydalanamıyor.

Toplumun, yönetimde söz sahibi olamaması köleci toplum sistemiyle demokratik uygarlık arasında büyük uçurumlar teşkil ediyor. İsrail’den sonra demokrasi dalgasının Türkiye ve Kürdistan üzerinden bu karanlık coğrafyaya yayılması bölge için örnek teşkil etmektedir.

Diktatörlüklere karşı memnuniyetsizliklerin ortaya çıkması bölgede çeşitli yerlerde çatışmalara neden oldu. Çözüm mutlaka demokrasiye kapı aralayacak biçimde çağın yöntemlerine uygun olması gerekiyor.

Bu yüzden Kürd siyasal güçleri bölgenin ve Kürdistan ulusal taleplerini karşılamak için birliğinin oluşması için Türkiye’nin Misak-i Milli taleplerine göre değil bölge ve Kürdistan ulusal taleplerine göre ulusal kongrede ortak kararlar alınmalıdır.

Kürdlerin ortak kararları ulusal düzeyde ortaya çıkmadığı takdirde Türkiye’deki gerici Hükümet el altından sürekli İslamcı gerici fanatikleri silahlandırıp Kürdlerin üzerine kışkırtacak gücü kendinde bulabilir. Her ne kadar Türkiye uluslararası güce karşı taahütlere bağlı ise de el altından gericileri silahlandırabilecek imkanları vardır.

Önce Kuzey  Kürd siyasilerinin kendilerini netleştirdiklerini Kürdlerin görmesi gerekiyor. Gizli görüşmeler, pazarlıklar toplum üzerinde güven bırakmıyor. Kimin, kimin için mücadele verdiğini anlamak için bir ömür çürütmek gerekiyor. Kuşkuların siyasete egemen olduğu atmosferde birlik sağlanamaz. Kürd mücadelesi için çalıştıklarını söyleyenlerin ne istedikleri toplum tarafından somut olarak görülmesi gerekiyor.

Kürdler Ortadoğu’da oluşan denge dolayısıyla Türkiye ile aynı grupta yer alıyor. Türkiye Kürdleri etkisizleştirmek için ittifak dışı gizlice Kürd düşmanlarına destek  veriyorsa da ne Türkiye ne de Kürdler bu ittifakın dışında bir yere gidemezler.

Kürdistanı kendine sömürge yapmış Türkiye nerede ve nasıl bir darbe vuracağının hesabını yapıyor. Buna karşı Kürtlerin Türkiye’ye meydan okumasına gerek yoktur, sadece ulusal mutabakatı sağlamaya ve güçlendirmeye çalışmalıdır. Böylelikle Türkiye lehine çalışan misyonerler etkisizleşir ve ulusal birliğin önündeki engel ortadan kalkar.

Her kes özgürlüğü yaşayarak özgür olmak zorundadır. Kimse kimseye özgürlüğü bahşedemez. Sorunun çözümü için siyasal tabu-liderlere başvurmaya gerek yoktur. Toplum olarak kendi işlerimizi yapamıyorsak özürlü sayılırız ki sorun tedavi gerektirir.

Ömrünü doldurmuş Mekke köleci toplum sistemi bitişin başlangıcındadır şimdi. Kürdlerin Mekke köleci toplum değerlerini kendi ulusal değerleri arasında sayması büyük yanılgıdır.

Kürdistan ancak insanıyla Kürdistandır. Kürd Kürd kaldığı kadar Kürdtür. Arap ve osmanlı kirli sistemine saplananlar ve o saplantının yaşam biçimi içinde kirlenenler iflah olmazlar. Kürdistan kendi iradesiyle yönetildiği zaman bir anlam ifade eder. Diktatörlerin, şizofren siyasal belaların baş yapıldığı toplumlar ne kendine ne de insanlığa bir yararı olur.

Irak’ın ve Libya’nın şizofren diktatörleri Saddam ve Kaddafi’nin fare deliklerinde düştükleri durumdan ders almayanların insanlığı sorgulannmalıdır. Diktatörlere itaat edenler, diktatörlere sadakat gösterenlerin Roma kölelerinin arenalarda ölüm sporlarındaki sevinçlerinden başka neye benzeyebilir?

Kokmuş, çürümüş, Kürt Kültüründen kopuk Arap-Selçuklu-Osmanlı barbarlık kalıntısı liderlik biçimleri için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Anlamsız aşiret sadakat bağları, anlamsız arabesk yaşam içindeki biçim ne kadar ulusal ve ne kadar Kürdistanidir?

Bölge dengelerine yeni biçimler veren uluslararası gücün kontrolü altındaki Güney Kürdistan siyasal erkler arasında çatışma imkanları kalmamış olması Kürd  siyasal geriliğin bittiği anlamına gelmiyor.

Kürdistanlı bu kontrol mekanizmasından cesaret alarak Kürd liderleri üzerinde baskı oluşturup onların uyumlu olmalarını sağladılar ama bunun devamlı olabileceğinin garantisi yoktur.

Bütün dünya sağduyusu toplumun üzerinde tahakküm kurma şeklindeki şizofren tekçi önderlik biçimlerine bir son vermek arzusundadır. Kürdler  tarafından da bu yapılmadığı takdirde yapılan ulusal kongrelerin anlamı zamanla ortadan kalkacaktır. Bireyin insafına bırakılmış hiç bir sistem yaşama imkanı bulamaz.

Kürdlerin zaman kaybetmeye tahammülü yoktur artık. Biz şizofren Saddam önderlik biçimleriyle Irak’ın düştüğü çirkin sonu görmek istemiyoruz. Kimse bölge denge aktörlerinin sırt okşamasına güvenmemeli. Saddamın sırtını sıvazlayanların Saddamı nasıl fare deliklerinde yakalayıp dünyanın en komik bir senaryosunu çizdiklerini hepimiz gördük. Bu bir musibetti. Kürdlerin bu musibetlerden ders almaması çok acı sonuçlar verir.

Diktatörlerin altın tuvaletlerde şey etmesine neden olanlar da sonuçta bedelini öderler. Gericilikle öğünenlerin zavallılığı artık çağımızın sosyal ve siyasal davranış biçimlerini karşılamıyor.

Yorum bırakın