kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

PKK VE KARANLIK GÖLGELER

Posted by kaniyasor 2 Ekim 2013

Kani Yado – 02.10.2013: PKK Kimsenin babasının malı değildir. PKK uyanan Kürd aaa-kaniyado.2halkının en dinamik öğesi olarak ortaya çıktı. Bu ortaya çıkışın dayandığı bir geçmişi vardır ve geleceği belirleyebilen bir azme sahiptir. TC’nin ve kendi Kürd misyonerleri ile birlikte girdiği telaş bu yüzdendir.
TC devleti, her köşeye, bucağa, yerleştirdiği siyasi misyonerleriyle Kuzey Kürdistan Özgürlük Mücadelesini Türkiye’nin çıkarlarına göre yönlendirme çabasının içindedir.
TC, PKK’nin Bağımsız ve Birleşik Kürdistan stratejisinden kurtulabilmek için her türlü müdahaleyi yapmıştır. Özgürlük Mücadelemizin ideolojik ve siyasal düşüncelerinden TC’nin oldukça tedirgin olduğu her gün biraz daha net olarak ortaya çıkıyor.
PKK’ye muhalif görüntü altında TC’nin siyasal yelpazesinde yer alanlar TC tarafından Kürdlerin Kendi Kaderlerini belirleme haklarına engel olmasına meşruiyet kazandırılmaktadır. Bu koşullarda hangi hakla PKK’ye muhalif olmayı düşünmektedirler?
Hem Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal siyaset malzemesi olmak hem de Özgürlük Mücadelesine karşı özel savaş araçlarıyla saldırıya geçmek aklıselim Kürd toplumu tarafından kabul edilecek bir durdum değildir. Bir kısım misyoner ise Kürdistan Özgürlük Mücadelesi taraftarı görüntüsü altında yıkıcı faaliyetleri icra etmektedirler.
Güney Kürdistan kazanımlarına düşmanca saldırmaktadırlar. Türkiye Güney Kürdistan’a karşı Kürd maşalarını kullandıkları gözden kaçmıyor! Bu maskeli unsurlar aynı zamanda tüm ömrünü mücadeleye vermiş insanlarımızı karalayarak mücadeleyi zayıflatmayı amaçlamaktadırlar. Bu taktiklerle Kürd toplumunun kafasını karıştırmaktadırlar.
Eleştiri mekanizmasına işlerlik kazandırılması gerekirken bu mekanizmayı düşmanlık olarak ilan ederek siyasal işleyişin felç olmasını sağlamaktadırlar. TC’nin yönlendirici güçlerini destekleyen tutumların içine girmek ne kadar eleştiri konusuna girer?
Biz Ulusal Özgürlük ve Bağımsızlık taraftarları olarak PKK’nin Özgürlük Hareketinden yana olduğumuz kadar, Güney Kürdistan ve Batı ve Doğu Kürdistan Özgürlük dinamiklerinden yanayız. Böyle bir yandaşlığı kabul etmeyenler acaba kimlerin yanındadırlar?
Eğer TC’nin yönlendirici dinamiklerinin amacı bağcıyı dövmek ise bunu yapabilecekleri kadar yaptılar ve yapacaklardır. Toplumumuz Özgürlük Mücadelesini temsil eden Kürdistan siyasetinin ulusal talepleri için canını ortaya koyan fedakâr insanlarımızı desteklemelidir.
Bu insanlarımız kimin için zindanlardadırlar?
Bu insanlarımız kimin için kendilerini ölüme yatırıyorlar?
Neden bunca kayıplar, ölümler, infazlar, acılar yaşanmışken Özgürlük Mücadelemiz sanki Türkiye’nin bir siyasi partisiymiş şeklinde kabul edilerek Kürd ulusal amaçlar unutulmaya maruz bırakılılıyor ve Türkiye’nin paketleri Kürdler için kurtuluş umudu olarak siyasal arenada işenerek siyasal heyecanlar yaratılıyor?
Kürdistan’ın ulusal hareketine karşı aktif ve deneyimli siyasal kabiliyete sahip dinamiklerini fark edebilecek uyanıklığa, bilince sahip olmak zorundayız. TC’nin karanlık kurumlarının istemediği Kürdler, Kürd siyasal dinamikler Kürd ulusal dinamikleridirler. Türkiye’ye demokrasi Kürdistan’a demokrasi değildir. Türkiye için demokrasiden yana olmak Kürtlerin görevi değildir. Biz Kürdler Türkiye’nin komşusu olarak Türkiye’nin demokratikleşmesini tebrik edebilir, onlara başarılar dileyebiliriz ama Kürdler için bir demokratik kurtuluş sistemi olarak benimseyemeyiz. Askeri anayasa yerine meriyete girecek yeni demokratik anayasa sadece Kürtlerin sömürge statüsüne meşruiyet kazandırmaktadır. Bundan başka Kürtler için bir anlam teşkil etmez.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin üzerinde kurulduğu Osmanlı şeriat karanlık mezarlığında halkların demokratik yaşamının Türk toplumu tarafından benimsenip tolerans kültürünün oturmasına inanmak güçtür. Türkiye toplumu böyle bir demokratik erdemle henüz yüzleşmemiştir ve bu karanlık kafa ile yüzleşmesi mümkün değildir.
Yine Kürdler tarlalarda Kürdçe stran söylediklerinde, yine inşaat işçileri çalışırken Kürdçe ıslık çaldıklarında linç edileceklerdir. Ankara’ya bel bağlayan Kürtlerin beklentisi nedir acaba? Bu duruş şeklinin rant beklentisinden başka bir durumu olabilir mi?
Kürt Özgürlük mücadelesine karşı TC’nin yanında olanlar artık maskelerini çıkarsınlar veya Kürt Ulusal Birliği için çaba harcadıklarını açıkça itiraf etsinler!
TC hiçbir Kürdün babası değil ki bazı Kürtler özgürlük Mücadelesini TC’ye şikayet ediyorlar!
Ya Rabbim bir an önce fesadın, fırsatçının maskesini düşür, yeter artık bu kadar acılar! İnsanlarımız Özgürlük hareketini desteklediği için aldatılmış Kürdler tarafından saldırıya uğruyor!
Sosyal medyanın paylaşımlarına da bakıp incelediğinizde tek tek hesaplarına, köşelerine girin birçok değerli yazarımız aydınımız “Kürdlerin devletleşme hakları var ve bu tartışma konusu bile edilemez” dediği için bilinçli, bilinçsiz özgürlük hareketinin maskesi altında yaşayan TC misyonerlerinin saldırılarına, hakaretlerine maruz kalmaktadırlar.
Özgürlük hareketinin bir biçimiyle bir kıstas belirlemesi, bir tavır alması gerekiyordu; çünkü bunlar aynı zamanda aynı çevrelerde boy gösteriyor. İnsanlarımız aynı Özgürlük hareketini desteklemediği için de aynı kişiler veya unsurların saldırısına uğruyor! Bu ne haldir hiç düşünebiliyor musunuz?

Yorum bırakın