kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

ERGENEKON’UN RENGİ YEŞİLE DÖNDÜ

Posted by kaniyasor 17 Ekim 2013

Kani Yado – 17.10.2013: Aslında bu konuya yabancı değiliz. Derin devletin rengiaaa-kaniyado.2 kara olduğunda siyasilerin rengi kapkara olurdu. Şimdi bin bir zahmetle oluşturulan yeni derin devlet yeşil olduğuna göre siyasiler yemyeşil olur.

Kemalizm, faşizm, Ergenekon, ihanet, tetikçiler, ölmek ve öldürmek gibi kavramları gördüğümde, duyduğumda koyu siyah dediğimiz karanlık siyahı hatırlarım. Karanlık denince kan, katliam ve zindan nasıl akla gelmez?

Belki saçmalık olarak sanırsınız ama öyle bir duruma geldik ki buna karşı kişisel tepki olarak insan Türkçe dili ile konuşmamak, yazmamak kararına ihtiyaç duyuyor ve haykırmak ister:

Ey ihanet sana inat bir daha Türkçe konuşmayacağım ve yazmayacağım!

İnsan haykırmak istiyor, kullanılmanın yüzüne tükürmek istiyor ama attığınız taş herkese geri seker diye endişe içinde kalıyor insan.

Siyasi anlayışların renklerle ifade edilmesi geleneği çok eskidir. Aslında İslamcıların rengi yeşil değildir, kapkaradır. Yeşil onların özlemidir.

Köle savaşçılar ülkeleri işgal ve talana özendirilirken altından ırmakların geçtiği yeşillik umutları veriliyordu.

Bu özlem işgal ve talancılar gerçeğe dönünce, kölelere yemek artıkları, köle sahiplerine cennet, işgale uğrayan Kürd halkı ve diğer halklar için karanlık cehalet ve karanlık cehennem kaldı. Gerçekten işgalcilerin karanlıkta bıraktığı biz Kürdlere ait ne kaldı? Kemirilmiş, asimilasyona uğramış, virana dönmüş bir dil yeter mi?

Türk Gladyosu dediğimiz Ergenekon Örgütünün tasfiyesi sona doğru yaklaşırken önemli değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Ergenekon yeşilleşiyor! İster buna yeşil faşizm deyin, ister “demokratik yeşil kurtuluş” deyin!

Şimdi kaderleri Silivride mahkumiyetle sonuçlanan sahte-laik ve faşist militaristlerin Kürdleri kullanma biçimi ve yönlendirmenin sübjektif niteliği de değişiyor.

Uluslararsı gücün Gladio’ya yönelmesinin uluslararası olduğunu Türkiye kamuoyu hala doğru anlayamadı. Kürdler ise,  Kürdlere ise uluslararası komplo olarak tanıttırıldı. Kürdlerin ulusal hassasiyet geriliğini avantaj olarak kabul eden eden TC, yalandan kardeş dediği Kürdlere Kayseri işi yapıyor!

TC derin devleti dediğimiz güç, Ergenekon dediğimiz gladio’nun derinliğini şimdi mümin anlayışında yeniden biçimlendirdi. Bu yeniden yapılanmada Kürdleri TC’nin istediği biçimde yönlendirmek yeşil renkte olacak bu sefer.

Renk belirlemede Kürdlere mi soruluyor? Hayır. Zaten her kes atamacı, atmacı ve tutmacıdır. Yerelde belediye başkanı adaylarını da atayanlar iyi atmasalar, kimse iyi tutmnaz. İnsanların sahibi olduğunda insan sahipsiz sayılmaz ama sahiplere sahip olmak biraz ayıp olmuyor mu?

Kullanmak ve kullanılmaktan başka bir anlam yüklenemeyen siyasetten anlamadığımız için siyasilerin işine karışmıyoruz ama toplum çok önemli erdemlerle mukavim hale gelmezse toplum olmaktan çıkıp bir mezarlık olur.

Kürd yönlendiricileri toplumu mezarlığa çevirmekten zorlanmıyorlarsa mezarlar çoktan beri kazılıyr demektir!

Osmanlı şeriat mezarlığında biçimlenen Kürdler İslami anlayışlara çekilmesi zor değildir. Kemalist yalancı eğitiminin yarattığı kişilik biçimlerinde Kürdlerin demokratik laik siyasal yaşamları oluşmuş değildir.

Zaten TC laik değildi ve Kürdleri laiklikle buluşturmadı. Kuzey Kürdleri Bölge dengelerinde yerini alırken TC tercihlerinin dışında tercihlere sahip olması çok zordur. Türkiye uluslararası güçlerin ela gözlerini cennet rengine boyayarak Kürdleri mağdur ediyor.

Bu koşullarda Kürdler Tc tehlikesini görmezlerse Kürdstanın dört parçaları da olumsuz etkilenecektir. Türkiye ve İsrail Amerikanın benimsediği siyasal çizgide birlikte hareket ederken Kürdler başka güçlere  dayanamazlar.

Güney Kürdistan demokratik uygar güçlerle birlikte hareket ettiği için gelişme şansına sahip oldu. Bu şansa sahip olurken Türkiye’nin kucağına oturmadı, komşu ülke olarak dostluk ilişkilerini geliştirdi sadece.

Türkiye’nin dost olmadığı İsmail Beşikçi gibi aydınlar Kürdlerin dostu olmak zorundadır ve Kürdler ise misafirlerine dil uzatmayacak kadar misafrperver olmak zorundadırlar. Çünkü Kürdler misafirperver olarak tarihe geçti, Kürdlerin sicili insanlık erdemlerine sahip çıkma konusunda bozzılmamalıdır.

Osmanlı ve Cumhuriyet Türkiyesi Kürdleri her zaman kendi siyasal cilalarıyla biçimlendirdiği Kürdlerden mürekkep elemanlarını kolaylıkla kullanabilmenin avantajları vardır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti çok önemli dönüşümlerde Kürdler olmadan adım atamazlar. Osmanlı da Kürdleri Şiilere karşı kullanarak Çaldıran hadisesinde  yayılmanın yolunu açarak  üç kıtaya yayılmanın yolunu açmıştı.

Osmlının son hükümeti İttihat ve Terakki Hükümeti Kürdlere evliyalar yaratarak Kürdleri  kendi safında tutmasını sağladı, böylelikler Anadolu’daki gayrimüslimleri etkisizleştirmekle yetinmedi Ermeni, Suryani ve diğer gayrimüslimleri katliamdan geçirdiği tarihi bir vakadır.

İşgalciler her seferinde Kürdleri uyutarak başarıyı yakalıyor. Birinci Cihan harbinde, Kürdler uyutulurken Ermenilerin katledilmesi Kürdlerin tüm yaşam dayanaklarını kaybetmesiyle sonuçlandı.

Şimdi kan ve katliamdan arta kalan yetim topraklar üzerinde yaşamını sürdüren yetim  Kürdler rahat edemiyorlar, rahat bırakılmıyorlar. Kuzey Kurdistan Kürdlerinin uyutulmuş şekliyle kuduruk TC İktidarı ile uyumu pek hayre alamet değildir. Sonuçta Kürdlere misafir olan aydın yazar JİTEM tarafından infaz edilmiyor ama etkisizleştirmek için kendi elemanlarına düşen görev yapılıyor.

Türkiye üç   idolüyla başarı sağlamıştır. TC’nin üç idolü de Kürdtür. 1-Saidé Nursî Paşa Riisale- i Nurla, 2- Ziya Gökalp Paşa Güneş-Dil teorisiyle, 3- Şaban Paşa komedi film sanatında büyük başarılar sağlayıp toplumu uyutarak TC’ye üstün hizmetler icra etmişlerdir.

Türk generallerinin terörist suçlamasıyla yakalanıp cezaevine konması Kürdleri savundukları için değildir. Türkiye’deki derin Ergenekon’un yeşile boyanmasıdır olay. Kimse ne Kürd siyaseti için kendi generallerini Marmara Cezaevine hapseder ne de Silivri Cezaevine hapseder.

Türkiye’nin Kürd siyaseti inkâra ve yok etmeyi esas alır. Bunu yaparken çağın yöntemlerini kullanarak ya asimilasyonla en öldürücü bir şekilde, ya da fiili olarak yok ederek katliam biçimde icra eder.

Türkiye’nin benimsediği ve okullarda ezbere okuduğunuz İstiklal Marşını yeniden okuyun, o zaman konuyu daha iyi anlarsınız. TC Kemalist karanlık solun kullandığı maskenin altındaki renk de yeşildir. O yüzden TC’nin zihniyet karanlığının içinde Kürdler yeşil cennetle aldatılıp Amed’i de yeşile boyamak istiyorlar.

Hayatımızda belki Osman ismiyle yaşayan tek bir insanı sevmişti her kes, kesk û sor û zer içinde, o ise Kürd milliyetçiliğinin kurbanı edilmek isteniyor. Türkiye’nin emri demiri keser çekil Osman Bey kenara! Emir ile Hak Par’ın başına atanan Kemal abi, CHP’nin başına atanan Kemal kardeşim en dar günlerin adamı oldular. Yakında Hemşerim Selahaddin kardeşim ise kenara çekilecek, Ankara’ya yaramıyorlar diye…

İnsan haykırmak istiyor:

Üleeeeeeeeeeeeen var mı bir diyeceğiniz?

Biz hepimiz KÜRD MİLLİYETÇİSİYİZ.

Kemalist Kürdler korkmayın bu bir şakaydı!

Kürdlerde  kendi katillerinin kucağına atlamama geleneği yoktur!

 

Bir Yanıt to “ERGENEKON’UN RENGİ YEŞİLE DÖNDÜ”

  1. […] https://kaniyasor.wordpress.com/2013/10/17/ergenekonun-rengi-yesile-dondu […]

Yorum bırakın