kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

TC SİYASETİ HERGELE PAZARI

Posted by kaniyasor 25 Ekim 2013

Kani Yado – 25.10.2013: Toplumlarda sınıfların teşekkül etmesinden bu yana aaa-kaniyado.2İradesi tamamıyla elinden alınmış, sadece tazı gibi emir ve talimatla hareket eden, efendisi için saldıran, vuran, vurulan lanetlik gelenek her sistemin rengini alarak devam ediyor.

Şirkler, tanrılar, tanrı-krallar adına yalanlar söyleyip toplumu sürekli, kendine secdede kusur edemeyecek duruma getirerek tahakkümü altında tutan hergeleler aynı zamanda kendi efendileri karşısında itaatte kusur etmezler.

İnanlık tarihi esaretin kızılıyla karası arasında fark olmadığını gördükten sonra aklıselim vicdana yine büyük görevler düşüyor. Siyaseti hergele pazarı olarak icra eden zulme karşı insan yeni bir biçimde aldatma ustalığına karşı yeni ve etkili projeler gerekiyor.

İçinde bulunduğumuz siyasal curcunada kimin kim için çalıştığını çok iyi izlemek gerekiyor. Daha çok danışıklı kavgalar, danışıklı savaşlarla topluma istedikleri istikameti verebiliyorlar. Bu danışıklık Ortadoğu’da oldukça fazladır.

TC’nin bir çok uluslararası askeri ve siyasi anlaşmalarla İsrailin de içinde bulunduğu uluslararası güç tarafından yönetildiği biliniyor. Buna rağmen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı İsraille danışıklı kavga gösterisiyle kendi iradesiz kamuoyunun gözlerinden kaçırabiliyor.

Gerilimli zamanlarda İslam ülkelerinde hergele pazarları olarak ifade ettiğimiz çıkara dayalı alışverişlerin ibresinin hızla yükseldiği biliniyor. İsrail- Arap Savaşında fıkralara da konu olan bir olayda, bir İsrail birliği Arap askeri birliğinin kuşatması altında kalıyor. İsrail askeri birliği komutanının telsizle yardım isterken karşıdan gelen ”hiçbir şey yapamazsanız Arapların silahlarını satın alınız” şeklindeki telsiz ile tavsiye bu coğrafyada alış-veriş geleneğinin ne kadar yerleştiğini gösteriyor.

Bu coğrafyada hangi örgütü incelerseniz inceleyin arkasında bir pazarlama gücünün olduğunu göreceksiniz. Bu sıralarda CİA, Suriye ve Türkiye İstihbaratlarının kavgaları Kürdistan parçaları ve Kürdler arasında gerilime neden oluyorsa Kürdler biraz düşünmelidir.

İstihbarat güçleri memurdurlar, emir ve talimatları uygularlarken birbirileriyle bazen dostane ilişkilerin içine girebilirken, bazen çatışmalı duruma gelebilirler. ABD’nin Kürdistan devletinin inşası için dört parçayı kapsayan Büyük Kürdistan istemi Irakî,  Suriye’yi ve Türkiye’yi huzursuz ederken, bu devletlerin İstihbaratlarının memurlarına da bu huzursuzluk yansıyacaktır elbette.

Bu karşıtlıklar farklı parçalarda yaşayan Kürdlerin de biri birilerine karşı huzursuz olmaları anlamına gelmiyor. Eğer toplum bundan etkileniyorsa TC hergele pazarı siyasetinin toplum içinde derin yaralar açtığı anlamına geliyor ki, bu durum Kürdler için hiç de hoş bir şey değildir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti NATO üyesi bir devlettir. Kürdlere karşı stratejik hesaplarını tutturamadığında Türkiye yine Türkiye’dir ama Kürdler, Kürdler TC’nin demokratik kurtuluş yalanıyla yönlendirme oyununa gelirlerse her şeylerini kaybedebilirler.

TC’nin Kürd misyonerleri Misak-i Milli’den övgü ile bahsettiklerinde Kürdler ürpermiyorlarsa korkunç bir  tehlikeyi kucaklarında taşıyor demek olduğunu iyi kavramalıyız. İnsan bu duruma gülemiyor ki gülelim!

Türkiye’de Kürd siyaseti Suriye, Türkiye, İran, Abd istihbaratlarının arasında bir kovalamacalara neden olabilecek şeklinde sonuçlanabilir. Bu durum geçicidir ve  toplumu etkileyecek cinsten olmamalıdır. Bu durum bir komediye sebep oluyorsa gülüp geçmeliyiz. Toplum istihbarat elemanlarının tangolarına gülüp geçmelidir, o durumdan etkilenmemelidir.

İstihbarat teşekkülleri çalıştırdıkları elemanları memurdurlar, bu memurların özgür iradeleri yoktur. Kendilerine verilen emirleri icra ederler. Bu memurların bir kısmı gizli görüşmeler yapıyor, bir kısmı ise TC devlet televizyonlarında Kürd siyasetini pazarlama reklamları yaparak TC siyasetine meşruiyet kazandırmak istemekte oldukları gayet açıkolarak ortadadır.

TC’nin demokratik bir sisteme kavuşup kavuşmaması Kürdlerin kaderlerini etkilemez. Kürdler kendi sorunlarının çözümünü başka halkların anayasasıyla ilişkilendiremez. Türkiye Cumhuriyetinin demokratik bir cumhuriyet olup olmaması Kürdler açısından bir anlam ifade etmez. Çünkü Kürd ulusal siyasetinin tek doğru yolu, Kürd ulusunun kendi kaderini tayin etmek için belirlediği veya belirleyeceği siyasal stratejide yürümektir.

Yorum bırakın