kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

DEMOKRATİK TESLİMİYET PARADİGMASI

Posted by kaniyasor 2 Aralık 2013

Kani Yado – 02.12.2013: Geçmişi kısaca özetlemezsek günümüzde Kürdlere aaa-kaniyado.2dayatılan politikayı anlamak güçleşir. Kürdistan ulusal sorunu belli bir dinamik durumuna geldikten sonra gizli bir el politik dinamizmi rayından çıkarmak için yoğun bir çalışmaya girdi. Dünyadaki toplumsal değişimler ve insan hakları alanındaki açılımlardan dolayı  barbar TC devletinin Kürdleri soykırımdan geçirme imkanları yoktu artık.
TC, Kürdlerin bağımsızlıkçı potansiyelini kendi lehine yönlendirme yöntemlerini kullanmak için tüm imkanlarını kullanmaya başladı. Kuzey Kurdistanda ‘nefs tenık’ mollaların denetimindeki KDP’yi etkisizleştirmek çok kolay oldu.
Vietnam’a bombalar yağdıran Amerikaya karşı Anti Amerikancı 68 dünya gençlik hareketinin etkisinde bilenen Kürd gençlik hareketi 1970’lerin başında Türk milliyetçiliğinden kopamayan Türk solundan umudu keserek Kürdlerin kendi kaderlerini belirleme hakkı konusunu tartışarak bağımsız birleşik KURDİSTAN idealini benimsedi.
Bu süreç çok hızlıydı. Türkiye’ye egemen olan TSK politik dinamiği, sivil siyaseti kendi denetiminde tutmak için her gelişmeyi kendi lehine gerekçe olabilecek duruma gelmesi için tüm unsurlarını harekete geçirmişti.
Toplumda Kürdistan bağımsızlık ideali boyutlandıkça JİTEM ve Hizbullaha paralel olarak iç infazlarla öncü güçlerinin sayısını düşürerek etkisizleştiriliyor, TC tarafından kontrol edilebilir duruma getiriliyordu.
Derin hesaplarla mücadele uzun süreye yayılmasını sağlayarak bıkkınlık ve iç huzursuzluklarla demokratik cumhuriyetçilik hilesiyle umutları Ankara’ya yönlendiriliyordu. TSK içindeki Gladio’ya karşı uluslararası operasyon başladıktan sonra Gladio’nun tüm derin hesaplarının planları boşa çıktı ama TC’nin Kürdleri yönlendirme çizgisi devam ediyor hala.
Son zamanlarda her kavramın önüne bir demokratik kelimesi koyarak toplumun kavram ve teori yağmuruna tutulması artık anlaşılır durumdur. TC’nin ne yapmak istediği gün geçtikçe deşifre oluyor.
Demokratik Cumhuriyet, demokratik özerklik, demokratik kurtuluş, demokratik konfederalizm gibi gelişmiş Avrupa’nın bile uygulama zorluğu çektiği kapitalizmin olgunluk döneminin modernizmini İslam mezarlığında cazip görüntüsü bile insanı celbetmeye yetmekle birlikte insanlarımız anlamadan ateşli savunucusu olmaları bir trajedi değilse nedir?
Allah sonumuzu hayretsin! Bir de “demokratik faşizm paradigması” ortaya atılırsa ne yaparız! Piyasaya sürülecek tuzakların yolunun açıldığı koşullarda Kürdlerin iradesi olması için düşünülen ve güçlenen BDP’in kapatılması TC tarafından Kürdlerin eliyle gerçekleştirilmek isteniyor.
HDP’nin amacı halkların dayanışması olması halinde bile Kürdlere bir yararının olamayacağını bilmeliyiz.
Kürdler HDP’nin tek başına oy alamayacağını çok iyi biliyorlar. Türk sosyalistleri kendi ailelerinden bile oy alabilecek durumda olsaydılar bir kaç bin ile ifade edilebilecek iradeye saygı gösterilebilirdi. Maalesef kendi ailelerinden bile oy alabilecek durumda değildirler diye düşünüyoruz.
HDP yerellerde adaylar arasındaki çelişkilerden yararlanarak geçmişte de sıkça görüldüğü gibi renksiz adayları kendi partisinde aday göstererek alacağı oylar genel seçimlerde oy alacağı anlamına gelmiyor.
Kemalizm’in biçim verdiği unsurlar Kurd toplumunun ismini bile doğru teleffuz etmedikleri halde TC’nin Said-i Nursî tarzında derin akılcıları ve Ankara-Selanik hattı kadar uzun kalemlerinin verdiği gazla Kurdistan’a barış ve kurtuluş reçetelerini yazmaları meselenin derinliğini ifade etmekten başka bir şey değildir.
TC Devleti çözüldükçe yeni taktiklerle Kürdleri kendi lehine biçimler  veriyor, yeni taktikler devreye sokarak Kürdlerin ilgilerini başka tarafa yönlendiriyor. Şimdi Tırkofon bir parti treniyle Kürdler Amed’den Ankara’ya taşınması sağlanmak isteniyor. Vekillerimiz yetmedi şimdi Ankara marşı eşliğinde Kurd halkına Türkiyelilik üzerinden Türklük yeminiyle daha gülünç duruma getirilmek isteniyor.
Doktorlar kelliğe çare buldular, saç ekiyorlar! Kurd beynine Turkofon Kemalist akıl da ekilir belki! Önümüzdeki yerel seçimdeki suni oy potansiyelini buna yalancı gerekçe yapacaklar. Kurdlerin tuzaklandığı bu olayın Kurdler tarafından tartışılması bile komiktir. Kardeşlik esas ise Kurdleri Mehmet diye nöbete davet edeceklerine Kurdlere oyun oynamaktan vazgeçsinler.
TC, BDP’yi feshettirip HDP’ye katılmasını istemekle, Türkleştirme operasyonuna yeni bir hız veriyor demektir. Bu dolaylı yolları seçeceğine doğrudan Kurdlerin Türkleşmesini istemek daha doğru olur! Kurd halkını koyun sürüsü kabul edip devletin çobanlarıyla sürüyü yürütme biçiminin bedellerinin altından çıkmak çok zordur. Bu vebalin altından kalkamazlar!
Türkiyelileşmek üzerinden Türkleşmek, Ankara üzerinden Kemalizmin bataklığına saplanmak Kürdlere kaybettirmenin planlarıdır. Bu yılın Amed newrozun’da okunan Misak-i Milli Osmanalılık mesajı Kürdlere tercüme edilmeden okundu. Bu başlı başına bir siyaset hilesidir.
Batı uygarlığının bir ataması olan Ak Parti iktidarı yine batılılar tarafından dağıtılma ihtimali de vardır. Bu durum gerçekleşirse CHP ve bu Kemalist partinin nesebi sahih evladı MHP tabanı iktidar edilir. Bu iktidarın koltuk deyneği Kürd Kemalistleri olacağı muhakkaktır. Bu durumda Misak-i Milli politikasıyla Kurd toplumunu TC resmi ideolojisinin öngördüğü Kürd tutsaklığında değişiklik olmayacaktır.
Demokratik cumhuriyet tezi ile Kürdlere teslimiyeti dayatan paradigma yeni değildir. Mutstafa Kemalin dayatmasının günümüzdeki koşullara göre süslenen yeni bir dayatmadır.

Yorum bırakın