kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

TC UMUTSUZ, MİT ÇARESİZ KALACAK

Posted by kaniyasor 3 Aralık 2014

Kani Yado – 03.12.2014

Geçmişte TC devlet istihbaratının talimatı sonunda yoğun çabalarla Kandil’i bitirmek için çok sayıda rojbasdede-e1413219006683savaşçı aldatılarak savaş alanından çıkmasıyla TC başarıya ulaşamayınca, MİT yeni koşullara göre sivil siyaset stratejisini uygulayarak PKK’yi teslimiyete zorlamaya devam ediyor.

Kürd ulusal gücü dediğimiz gerillayı “barış süreci” oyunuyla teslimiyete sürüklemeye çalışan MİT faaliyetleri Kürdlerin kaderini karartmaya yöneliktir.

Kendi ulusal gücünü silahsızlandıran hangi ulus ayakta kalabilir, bu oyunun gerçekleşmesi mümkün mü? sadece MİT görüşmelerinin devamı olan küçük bir heyet aracılığıyla yapılan görüşmeler bir ulusun kaderini belirleyecek iradeye sahip olamaz.

TC’nin ‘çözüm’ dediği teslimiyet oyununda masasının her iki tarafında TC oturuyor olması inandırıcılığını kaybediyor. Tek irade sistemini çok sinsi bir biçimde bir siyasal yaşam kaderine çeviren TC’in dayatmasının başarıya ulaşmayacağı içinde olduğumuz savaş koşullarında mümkün değildir. Çözümlerin kendine göre  yöntemleri vardır.

Siyasal sorunların çözüm biçimleri istihbaratın faaliyet sahasına girmez; toplumlar arası meşru müzakere uluslararası gözlemcilerin nezaretinde gerçekleşir.

Biz Kürd ulusal sorunlarının sanki dünyanın sorunlarının içinde önemli bir sorun olmadığı biçiminde MİT görüşmelerine havale edilmesini ve bu görüşmelerin siyasal iç sorun biçiminde hapsedilmesini asla kabul edemeyiz.

Kandil, Kuzey Kürdistan’ın MİT görüşmelerine kurban edildiği takdirde Rojava ve Güney Kürdistan gibi, tüm parçalar da olumsuz etkileneceğini bilince çıkarmış durumdadır.

Bu gerçeğe rağmen PKK karşıtlığında Kürd siyasetini lehlerine çevirmeye çalışanların sorumsuzluğu göze çarpmaktadır.

Tüm gayretler,diyaloglar, görüşmeler PKK’yi teslim olmaya zorlamaya yönelik faaliyetlerdir. Hele TBMM Türkiye yemini edenlerin gayreti insana çok dokunuyor.

PKK teslimiyeti kabul edemeyecek erdemlere sahiptir.

PKK bir kaç kişinin iradesiyle teslim olmayacak kadar kararlı irade sahibidir. Bir ulusun onuru söz konusu olduğu yerde Ankara politikasında rant peşinde koşanların tercihleri bir anlam teşkil etmez.

PKK bağrında özgür kadınlar ordusunu barındıran çağdaş bir güce sahip olup ilan edilmemiş bir devlet gücüne sahiptir.

PKK bizimdir, emeğimizdir, onurumuzdur. MİT istiyor diye görüşmelere mi kurban edeceğiz?

Misyonerler istedikleri kadar teslimiyeti dayatsınlar biz yerimizdeyiz, savaş istiyorlarsa savaş, barış istiyorlarsa iki toplum istişareleri çerçevesinde ve eşit koşullarda Kürdler barışa hazırdır.

Barıştan önce Türkiye tüm dünya insanlığından ve Kürdlerden özür dileme sürecini de yaşamalıdır. Araplar ve Türkler dünyaya vahşeti egemen kıldılar. Kuru siyasal yaklaşımlar ile bu sorunlar aşılmaz.

TBMM’inde Türkiye Cumhuriyetine sadakat yemini edip de Kürdlerin özgürlük mücadelesinin yanında olduğunu söyleyen siyaset rantları müptelaları bu duruşlarıyla Kürdistan’ın toplumsal iradesini ne kadar temsil edebilirler?

Özgürlük mücadelesinde kolay yol yerine, toplumun temel dönüştürücü dinamik dediğimiz potansiyel Kürd iradesini temsil eder. TC’nin Kürdlere dayattığı tekçi sistem ve tek irade oyunu TC’nin çirkin amacıyla birlikte deşifre olup  boşa çıkacaktır.

TC, kendi adamlarını Kürdlerin arasında rağbetli bir konuma getirdikten sonra sözü dinlenir duruma getirmesi taktiği Teşkilatı Mahsusa döneminden beri biliniyor.

Dünya devletleri tarafından DAİŞ vahşetine karşı PKK’ye destek kararları alınıyor. Bu koşullarda TC için çalışan misyonerlerin Kürdleri silahsızlandırıp teslimiyete zorlamak için MİT ile görüşme trafiğini hızlandırmaya çalışmaları artık bir işe yaramayacaktır.

Birey bazında münferit bazı güdümlü unsurların TC için çalışması bahane edilerek bu değerlere sırt çevirmenin doğru bir mantığı olamaz.

PKK karşıtlığında şekillenen siyasetin niteliği çağımızın sorunlarına denk değildir. Daha çok geçmişte Kürdlere serok olamayanların siyasal kazançlarını hedefleyen unsurların sürüklediği potansiyeldir. Bu durum daha korkunç sonuçlar doğurmaya elverişlidir.

PKK ilan edilmemiş haliyle 1960lardan beri vardı. Bunu yıkmaya kimsenin gücü yetmez. Kürdlerin örgütlenmesi değil, Türkiye’nin varlığı dünya insanlığı için büyük bir talihsizliktir.

Türkiye Osmanlı vahşetinin varisi olarak Anadolu’yu insansızlaştırarak bir korkunç ve karanlık mezarlığa çevirdi.  Artık bu gerçek biliniyor ve bölgemiz dünya sorunu halini aldı. Dünya ile bu zebaniler Ortadoğu’da fiilen savaşıyor şimdi. Türkiye ise DAİŞ’e sürekli taze kan veriyor, personel katıyor.

MİT görüşmelerle  PKK’yi silah bırakmaya ikna etmeye ve teslim olmasını sağlamakla meşguldur. Geçmişte  TC görüşmelerinin yoğun sonucu olarak Kandil’in yarısını fırıncıların peşine taktı ama bitiremedi.

Şimdi Kürdleri silahsızlandırmak ve teslimiyete zorlamak için yine yoğun görüşmelerle son darbeyi vurmak amacıyla M. Kemal’in üstün dehasını kullanıyorlar!

TC, PKK’yi esir alamaz. Bir kaç PKK’linin esir alınması ve kullanılması Türkiye Cumhuriyeti devletinin başarılı olacağı çalışacağı anlamına gelmiyor. Önemli olan Kürd toplumunun bu gerçeği görmesidir.

Devletleşme ve NATO üyesi olma eşiğindeki Kürdler NATO üyesi Türkiye Cumhuriyeti devleti ile müttefik komşu olarak yaşamak için hazırlanmalıdır. Müstakbel Büyük Kürdistan devleti, Ortadoğu’nun en zengin ve en modern ülkesi olacağına kesin gözle bakılmaktadır.

Artık dünya insanlığı bizden tekbirlerle siyasal slogan biçiminde değil, vicdan ile Rabbine bağlanıp tüm dünyadaki canlı ve cansız varlıklara karşı sorumluluğu üstlenmemizi bekliyor. Biz Kürdistanlılar olarak kendi topraklarımızda yaşamımızı sürdürüyoruz.

Toprak değişmeyeceğine göre insan değişmeli, üslup değişmeli, düşünce değişmeli  diyoruz. Çöl karanlığının kılıç zoruyla bize kabul ettirdiği çöl gelenekleri yerine binlerce yıl mayalanmış Mezopotamya’nın üretken kültürüne yeniden sahip çıkmalıyız. Hani asma bahçelerimiz, hani bizim kadim kardeşlerimiz?

Yorum bırakın