kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

Maho Ağa Ankara Yolunda Bilo Yine Yaya

Posted by kaniyasor 22 Nisan 2015

Kani Yado – 22.04.2015:rojbasdede-e1413219006683

Kürdistan dörde bölünmüş, her parçası insan kanına doymayan vampirlerin önüne atılmış sanki! TC’in ordusu NATO ordusunun bir kanadıdır. TC bu orduyu Kürdlerin soykırımında kullanamaz. Türkiyenin sıkıntısı budur!

TC Kürdleri soykırımdan geçiremediği için kıvrım kıvrım kıvranıyor. Katliam yapma geleneğine sahip TC el altından AK PARTİ iktidarı vasıtasıyla IŞİD ile bu ihtiyacını karşılamak istedi ama dünyaya rezil oldu.

Kuzey Kürdleri Newrozlarda TC’nin bildirilerini okuma yerine yerelde özerklik, devlet biçiminde federasyon üzerinden pazarlık gücünü kullansaydılar kıyamet kopmazdı!

Tek tanrılı Kürd siyaseti Türkiyelilik siyasetine sürüklenince bu siyasetin kazananı Kürdler değil TC olacaktır.

Kuzey Kurdistan toplumu tek iradenin belirleyici olduğu “Türkiyelilik” teslimiyet paradigmasını değil, Kürdlerin asgari taleplerini yansıtabilecek kolektif iradeyi öne çıkarıp en azından federasyonu tartışmalıdır diye düşünüyoruz.

Yoksa yanılıyor muyuz?

Günlük yaşamımızda öyle komik olaylarla karşılaşıyor ki, böyle  koşullarda insan Şaban filmlerini  seyretmeye bile gerek duymaz! Siyasal Şaban sahnelerinde Kürdler güzel Türkçe konuştuğunda Kürdlerin kurtarıcısı MAHO AĞA  kesiliyor.

Nasıl olsa alaturka siyaset pazarında Türkiyelilik siyaseti para ediyor. Bu pazarda güzel dil dökmek gerekiyor.

Soylu Mezopotamya milletinin dili olan Kürd dili değil, siyasal cambazlık sektörünün dili Türkçe öne çıkıyor!

Siyaset pazarında siyaset yapmak için siyaset dilinde mümeyyiz olmak gerekmiyor. Ankara’nın karanlık dehlizlerinde Kürd siyasileri ve vekil adayları belirlenirken, her kes kendini öyle siyaset rüzgarına kaptırmış ki, Ankara rant pazarı için birer figüran olduklarını unutmuşlar!

Buna gülelim mi?

Biz gülmesine güleriz de acı acı güleriz!

Bizi güldüren Kürdlerin azımsanmayacak derecede fazla olduğunu görüyoruz.

hastalıklı figüranların tedavisi veya rehabilitasyonu yüzyılları alabilecek kadar önemlidir.

Ankara siyaseti Kürdlerin sorunu değildir. Katliam ve soykırımların 100. yılında Kürdlere meclise girmek için verilen gaz Kürdlere yaramayacak!

Anadolu’yu soykırımdan geçiren ve  talan eden İttihat ve Terakki çetesi kan üzerinde yaşam tesis etmiştir!

Bu kanlı çetenin suç ortağı olmak zorunda mıyız?

Ermeni ve diğer gayri Müslimlerin gayrimenkullerinin üzerinde tepişen bu çetenin varisleriyle birlikte muhalif olmak veya muktedir güçlerle birlikte olmak Kürdlere onur kazandırmaz!

Kürdler bu  suça bulaştırılıyor. Talancı TC’nin iktidar ve muhalefet çekişmesine bulaştırılan Kürdler kendilerine atılan kancanın derin güçlere ait olduğunun farkında bile değildir.

Osmanlı artığı bir Türkiye Cumhuriyet’inde başka bir toplumsal biçim görmek mümkün değildir ama Kürdlerin bu biçimde heder olması acıdır.

Toplumlar nasıl bu hale geldiler?

Çöl inançlarının arazilerimize egemen olduktan sonra insanlar kendi yaşam erdemlerini  kaybedip çölleştiler. Bu yaşam biçiminde  rahmet yağmaz, kirli fırtınalarla gelen çamur yağar!

Arap develerinin koşuşturulduğu, kılıç ve zülfikarların sallandığı her yerde bereket kayboldu, insanların beyinleri çölleşti.

Medeniyet şehri olarak bildiğimiz İstanbul’a gittiğimde birine “Kürdüm” dediğimde bana “haşa” diye karşılık verirlerdi.

Bu öldürmekten beterdi.

Aynı camiyi, aynı sokağı paylaştığımız halde böyleydi.

Peki, biri Alevi inancına sahip Kürd olduğunda nasıl olabileceğini tahmin edebiliyor musunuz?

Sokakta, okulda, meydanda gece ve gündüz, uyanıkken, uykuda, hayalini ablukaya alan karanlıkta, gece rüyasına kabus gibi çöken korkularla yaşarken bir insanın ruh hali nasıl olabilir?

Birde ölüm korkusu altında İslamiyet’i kabul eden Müslüman Ermenilerin iç dünyasını tahmin edin.

İnsanlar yüreğinden vuruldu, kafadan vuruldu!

Çölleşen, kabaklaşan kafanın bir yanı Arapça çalışır, bir yanı Türkçe. Erdemlerini kaybeden kafa Kurdî çalışmaz. Ankara Palavra Meydanında kendini  pazarlar, rüyalarını  kendi dilinde görmez, hayallerinde kesk û sor û zer yoktur.

Tek irade rezillerinin sonu budur. Tek Tanrılı siyasetin tek irade hastalığı Recep Paşa’ya da bulaştı.

Mıstefa Kemal’den mi bulaştı, yoksa Kürd Paşa’sından mı bulaştığı henüz bilinmiyor.

Recep Paşa şimdi Türklerin tekçi önderliğidir! Saddam gibi zalim önderliklerin sonu malumdur!

Türkler “biz önderliğimizi tartıştırmayız!” diyorlar ama biz bunların ne hale geleceğini tecrübelerimizle biliyoruz.

Türkler Recep Paşanın doğduğu köye gidip ayak bastığı toprağı yiyip yemediğini duymadık ama fanatikler bu şirke iman etme derecesinde taptıklarını görüyoruz.

Kürd Paşa’nın ayak bastığı toprağı yiyen Kürdlerin düştüğü gülünç durumu bütün dünya duydu!

Recep Paşanın, anasının, danasının doğum günleri de Türk köleleri tarafından kutlanıyordur mutlaka. Gericiler paşasız yaşayamazlar.

Yorum bırakın