kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

KÜRDİSTANA SAHİP ÇIKMAK DÜNYANIN VİCDAN BORCUDUR

Posted by kaniyasor 12 Kasım 2015

Kanî Yado – 12.11.2015:abd_savas_ucaklari

Geçmişte yaşadığı üstün uygarlıkla dünyanın ilgisini üzerine çeken Kürdler dahil tüm Mezopotamyalılar, çöl barbar toplumların köleci erkek dinlerinin tenkitine ve düşmanlığına maruz kalmışlardır.

Mezopotamyalılar, üretim araçlarını geliştirerek üretimi artırmaları barbar toplumların iştahını artırarark ülkelerinin istilalarına neden olmuştur.
Bu sahada yaşayan halklar gibi biz Kürdler de bu talihsizliğe uğrayan bir ulusuz! Çöl barbarlarının talanları yetmiyormuş gibi, Orta Asya istilalarıyla daha büyük acılarla karşı karşıya gelinmiştir.
Talancıların istilalarıyla birlikte bunların din siyaseti vasıtasıyla insanların manevi dünyaları korkuluklarla dolu karanlık mezarlığa döndü! Böylelikle Kürdistan coğrafyası işgale maruz kaldığı gibi, onların manevi dünyaları oldukça korkunç gerçek dışı hurafelerle doldurulmuştur.
Çağdaş dünyanın bize ihtiyaç duyduğu bir süreçte, önceden TC tarafından hazırlanmış yönlendirici ayarcılar ya Kürdleri özünden uzaklaştırma ile sonuçlanacak Türkiyelilik politikasıyla, yada Kürdleri çöl inancı üzerinden çöl iptidai kültürüyle menfi yönden kültürel kimyası değiştirilmeye çalışıyor.
Çıkmazlara yönlendirme ile yetinilmedi, aynı zamanda gericilik kalıcılaştırılarak itibarsızlaştırma ile karşı karşıya bırakılmak isteniyor. Biz bu koşullarda Kürd ulusal erdemlerine sahip çıkıyoruz!
Biraz ulusal onur, biraz mantık, biraz mizan lütfen!
Barbarların kültürü, ister inanç üzerinden şekillensin, ister başka biçimde olsun, istilacı toplumların sadist ihtiyaçlarından kaynaklanan biçimiyle Mezopotamya uygarlarına yakışmayan bir vahşet biçimidir.
Mezopotamya uygarlığının mümessilleri olan Mezpotamyalılar, Eşekleri ve öküzleri bile evcilleştirdikleri halde çöl cahiliyesini evcilleştiremeyip onlara yenik düşerek onların karanlık yaşam biçimine tutsak düşmeleri tarihi bir trajedidir.
İnsan idrakini iğfal ederek şiddete, istilaya dayanan inanç biçimlerini Allah’ın tebliğleri olarak göstermeleri, insanların manevi dünyalarına oldukça korkunç darbeler indirmiştir.
Mezopotayalının kültürü menfi yönden etkilenmiş, manevi dünyasları korkuluklarla istila edilmiş, karanlık bir mezarlığa dönmüştür.
Kürdler bu tuzaklardan sağlıklı çıkmak için, kendine özgü Kürd ulusal erdemlerinin biçimlendirdiği kültürlerine sahip çıkmaları gerekiyor. İsimlerimizden tutun, selam veriş ve selam alışlarımıza kadar en yaşamsal ritüeller bize ait değildir!
Bir yanımız Selanik, bir yanımız Mekke. Mezopotamyaya ait pek bir şey görünmüyor! Kaderimiz böyle yazılmış desek çözüm olmaz!
Kürdlerin dört avcıya yem olan orta yerdeki av olmasından çıkması gerekiyor diye düşünüyoruz! Yeter artık! Başımız bir yerde, gövdemiz bir yerde, kol ve bacaklarımız darmadağan bu coğrafyaya serpilmiş!
Biz Mezootamyalı bir halk olarak ulusal erdemlerimize dayalı kültürel değerlerimize sahip çıkmazsak neye benzeriz acaba?
Çöl vahşeti köleci sistemi, Roma köleci düzeni gibi, çöl köle sahiplerinin talanı amaçlayan sistemdir.
Roma Hıristiyanlık dinine dayanarak Avrupayı karanlığa mahkum ederken, çöl erkek egemenliği olan köleci düzeninde de halaklar inim inim inledi!
Çöl coğrafyası yaşamının gereğinde ortaya çıkmış inançlarını Kürdlerin kültürü şeklinde gösterenlerin durumu başkalarına hizmetçilik kanıksaması olarak tanımladığımız siyasi işbirlikçiliktir.
Halkların bin yıllarca sürede mayallanmış erdemlerinden uzaklaşarak insanları özünden çıkaran belirsizliğe sürüklenmeleri en acı talihsizliklerdir.
Kürdleri çöl cahiliyesinin tuzaklarına düşüren sinsi etki, Kürdlerin kendi milli kültürlerinden uzaklaşmalarının temelini oluşturur. Bu talihsiz durum tabulaştırılmış unsurlar üzerinden gerçekleşiyor.
Eğer biz bu konunun doğru tanımını yapamazsak, halkların kardeşliği, ümmet kardeşliği, mümin kardeşlik gibi tuzaklarla yeniden esir düşmemiz her zaman ihtimal dahilindedir.
21. Yüzyılda yaşıyoruz, çağdaş verilere göre düşünüp çağdaş değerlerle bütünleşmek zorundayız. Şimdi eski ile yeninin savaşı yaşadığımız coğrafyada sürüyor. Her eski, doğası gereği olarak yeniye mağlup olacaktır.
Kürd milli değerlerine zarar vermemek için çağımızın ölçülerinde düşünmek zorundayız. Din istismarlarıyla din, iman, mezhep tercihleri o kadar eskidir ki, iki bin yıllık mezarlık kokuyor!
Aliciliğin, veliciliğin, Yezitçiliğin devri çoktan kapanmıştır.Talancı barbarlar, talanlarla bölgedeki tüm olumlu gelişmeleri yerle bir etti. Yaşadığımız coğrafya halen bu karanlıkta çöl kültürünü Alici veya Muaviyeci taraftarlık olarak sürdürüyorlar.
Biz bu talihsizliğe kader desek, kendi durumumuza razı olsak hangi derdimize derman olur ki!
Talancılar kendi kültürlerini meşru göstermek için inanç temelinde işi tabulara bağlıyorlar. Bu durumdan etkilenen Kürdlerin yaşam atmosferinde karanlığın kalıcı olmasına neden oluyor.
Çağdaş dünyanın Meyopotamya’ya sahip çıkması vicdani bir borçtur. Biz çağdaş dünya ile birlikte karanlıklara değil, aydınlık günlere doğru yol almış ilerliyoruz. Rabbimiz bizi çöl barbarlarından korusun!

Yorum bırakın