kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

KÜRDLERİ BOSTAN KORKULUĞU YAPTILAR

Posted by kaniyasor 26 Ocak 2017

k.y.Kani Yado – 26.01.2017:

Sömürgeci devletler, sömürgeleştirdiği ülkelerin tutsak milletlerini kendi yararına yönlendirme geleneği çok eskidir. TC Kürdleri tek tanrılı siyasal yönteme mahkum ederek Kürdleri istediği biçimde harekete geçirmede hayli başarılıdır. Kürdler bununla çok kolay tuzağa düştü.

Kürdler  çocukluktan itibaren” bir varmış bir yokmuş” masallarına alıştırılırken padişah hep masalın iyi karakterine gösterilir. Bu durum tek tanrılı siyasetin önkoşulunu hazırlar.

Sahiden kim Kürdleri Türkiye’nin bostan korkuluğu yaptı? Biz kimin nerede ne söylediğini ve neden söylediğini doğru tahlil edemezsek, Kürdlerin geleceği ile ilgi tek kelime söz etme hakkımız olamaz.

Türkiye’nin istiklalini ve istikbalini kollamak için “demokratik cumhuriyet tezlerini savunmak bize düşmez. TC’nin yönlendirdiği Kürd medyasını okuduğunuzda Kürd düşmanlarının Kürdlerin iradesini nasıl ele geçirdiğini görmek mümkündür.

Kürdlerin bunu kendi gerçeği olarak görmesi peşinen Türkiye bostan korkuluğu olmayı kabullenmiş oluyor!

Kürdlerin tarihi fırsatı yakaladığı bu yeni süreçte doğru duruşa sahip olması gereken bir noktaya geldi.

Türkiye’de yaşayan Kürdlerin kendi ulusal çıkarları gereği, TC’nin Kürdleri kendileri için bostan bekçisi yapma istişarelerini deşifre edip, dünyanın bölge siyasetini doğru okuması gerekiyor.

Kürdler, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kendi milli eğitimleri ve milli siyasetleriyle önlerine koyduğu ezberlerle şekillendiler. Kürd siyasetinin kendini gözden geçirerek bu durumu iyi görmesi gerekiyor! Bu koşullarda, TC için kullanılabilecek duruma gelen Kürdlerin her refleksi işgalci TC’nin varlığına ve ırkçı sistemine  meşruiyet kazandırıyor.

Böylece, Kürd sol siyaseti sağ siyaseti kadar Türkiyecidir. Geçmişte dünyanın baş belası olan çöl barbar devletlerinin korumacılığını yapan Kürdler daha sonra Seçuklu ve Osmanlı vahşetine sunulan destek günümüzdeki Türkiyelilik siyasetinin işbirlikçi temelini oluşturdu.

Irkçı Türkiye Cumhuriyeti döneminde politika her zaman Kürd ulusal haklarının inkarı üzerinde inşa edildi. Kürd düşmanlığı yaratarak bu düşmanlık karşıtlığında Türk kimliğini, birliğini pekiştirdi. Tüm Türkiye gericilerine bölünme sendromu yaşatıldı ve milli birliklerini sağladılar.

Biz bostan korkuluğu muyuz her seferinde bizi bu şekilde kullanıyorlar? 12 Eylül Ergenekon yönetimi kendi tecrübeli siyasi unsurlarını Kürd siyasetine atayarak Kürdlerin yolunu şaşırttı.  Oyun çok derindi. Kürdler TC tarafından sahaya çekilmeseydi Türk faşizmi dağılacaktı.

TC kendini dağılmaktan kurtarmak için bu yollara başvuruyordu. Bir devlet olarak TC her koşulda bu yollara başvurabilir. Yanlışı Kürdler yapıyor.

Kürdlerin devletleşmesi dünyada tartışılırken, Selanik sevdalısı Kürdlerin derin ilişkilerle Kürd vekillerini TC meclisine sürükleyip TC’ye sadakat yemini ettirmesi anlaşılır olması gerekiyor! Selanik sevdasının altındaki gerçek anlaşıldığına göre bu kara sevda bazı unsurları çok kötü çarpmış.

Bir Kürd olarak komşumuz Türkiyenin içişlerine karışmak gibi olmasın, anayasa değişiklinde HAYIR ve EVET tercihinin her ikisi de faşist TC demokrasisini Kürdlere karşı meşrulaştıracak.

Dünyada Kürdlerin devletleşmesi gündemde iken Kürdlerin kendi katilinin elini güçlendirmesi sıradan siyasi bir olay değil. İşbirlikçilik üzerinde inşa edilen TC’nin derin mahareti var burada….

Ergenekon’un Kürd masası dahil, sol, sağ, dinci… tüm Ergenekon masaları Ak Parti ile anlaştılar. Bu anlaşmaya dahil olmayanlar hepsi etkisizleştirildi.

MİT görüşmelerinde “barış ve çözüm süreci” dedikleri süreç, İkinci İstiklâl harbi dedikleri Kürdleri etkisizleştirme hamlesidir.

TC Kürdler için federasyona razıdır. TC Diyarbakır Newroz’unda Misak-i Milli bildirisini okuttuğu zaman Musul ve Kerkük planı deşifre olmuştu. Askeri emir ve talimatla yürümeye alışık toplum belki oyuna gelmeye hazırdı ama dünya itiraz ediyor ve bir adım bile TC’ye attırmıyor.

TC Paşaları İle Kürd paşalarının görüşmeleri basına yansımıyor, eften püften sorunlar topluma yansıtılıyor. TC Kürdleri tek adam üzerinden üzerinden kontrolü sağlayarak kendi lehine yürütmek için tek tanrılı siyaset önündeki tüm engelleri ortadan kaldırdı. Ak Partili devlet, Kürdleri Selahattin Demirtaş’sız bir boş ortamda tek tanrılı siyasete mahkum etti.

Artık Türkiye’de yaşayan Kürdlerin kaderi tek bayraklı, tek devletli, tek milletli Kürd paşaların işbirliğinde Türk paşaların elindedir.

Eğer siyasal ortamlar değişmezse TC ırkçı devleti Kürdlere istediği biçimi vermeye daha elverişli ortama sahip olacak. “Türkleş!” dendiğinde hepimiz Türkleşeceğiz! Ol dediğinde derhaal olacağız olacağız, “öl!” dediğinde zaman kaybetmeden öleceğiz!

İşte görüldüğü gibi TC Kürdleri Türkiye’nin kapıkulu haline getirip, bölgede azgın bir aktör olmak istiyor!

TC işbirlikçiliğin önünü açmak için Selahattin Demirtaş’sız bir siyasal ortam oluşturup rahat bir nefes alıyor.

Biz Selahattin Demirtaş’ı özleyeceğiz. Hainlik yansıtmayan güzel bakışlarını, akıllı söylemlerini, insani duruşunu özleyeceğiz.

Kürdler  tarih boyunca saf Kürd aklıyla tuzağa düşürüldü. Şimdi Kürdlerin ve Kürdistanın dünyada önem kazandığı bu süreçte tuzakların en büyüğüne düşürülmek isteniyoruz…

Yorum bırakın