kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

TÜRKİYE’NİN SON ÇIRPINIŞLARI

Posted by kaniyasor 29 Nisan 2016

k.y.Kanî Yado – 29.04.2016

Türkiye iç ve dış politikalarını Kürd ve Kürdistan karşıtlığında inşa etti. TC, Kuzey Kurdistan parçasında Kürdlerin başarılı olmaması için politik alt yapıyı kendine göre düzenlemekte hayli yol katletmesine rağmen dünyadaki siyasi konjonktür Türkiye’nin lehine gelişmedi.

Türkiye Kürd engelini ortadan kaldırarak İslamcı bir politika ile üç kıtaya yayılıp eski Osmanlı hükümranlık sahasına egemen olacağı üzerinde hesap yaparken bunu gerçekleştirmek içim IŞİD terör örgütüne Kürd ulusunu soykırımdan geçirteceğini planlamıştı. Bu plan deşifre olunca TC rezil oldu!

Türkiye Avrupa ile ilişkilerini demokratik uygarlık esasına göre geliştirseydi Avrupa’da önemli yerini alırdı ama gericilik ve barbarlık bir yaşam tarzı olarak benimsendiği için geleneksel talana kaymaktan kendilerini alamıyorlar!

İsrail devlet olarak Türkiye’nin Konya ili kadar bir coğrafik büyüklüğe sahip değil ama dünyadaki itibarı ve ekonomik kapasitesi çok büyüktür.

Tarihini yayılmacılık ve barbalıkla inşa edip öğünen Türk geleneksel siyaseti Osmanlı yayılmacılığıyla öğünecek kadar yanılgılıdır.

Dünyanın çöl cehaletinin neden olduğu terörist eğilimlerin globalleşerek dünya için tehdit oluşturduktan sonra, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürdlerle iyi komşuluk ilişkilerini geliştirseydi büyük kazanırdı.

Türkiye bir taraftan ırkçılığı ilke olarak kabul ederken, bir taraftan gerici Mekke çöl mezhep çatışmalarının devamı olan Alici gericiliği ve Muaviyeci-Sünnî gericiliği kaşıyarak bölgedeki Sünnî siyasal dinamizmi kendi lehine çevirmeye çalışmaktan geri durmadı ve hala bu çabanın içindedir!

Oysa daha gerçekçi bir politika izleyerek bölge demokratik uygar toplumlarla birlikte çözüm biçimleri üzerinde düşünerek dinci terör üzerinde caydırıcı olabilmeyi politika olarak benimsemesi gerekiyordu.

Kürdistandan yana olan her devlet özgür dünya partnerleri olan demokratik uygar güçlerle birlikte başarılarla ortaklaşacağını bilmelidir.

İlan edilecek Kürdistan Cumhuriyetinin NATO’ya bağlanmaması için hiç bir neden kalmadığına göre Nato’ya veya NATO üyesi olma yolundaki devletlere ters düşmek kimseye kazandırmaz.

Hâlihazırda Peşmerge güçleri müttefik uygar güçlerle birlikte çöl terör öğütlerinin oluşturduğu korsan güce karşı savaşıyor. Bu durumda kendi müttefiklerinin başarısını istemeyip, uluslararası yasaları çiğneyerek IŞİD terör örgütünü finanse etmek ve silahlandırmak Türkiye’ye çok büyük kaybettirir.

TC, Kuzey Kurdistan Kürdlerini kışkırtarak Kürdleri dünyanın gözünden düşürmek istedi ama dünyaya yutturamadı. Dünya İsrailin ve özgür Kürdistan devletinin olmadığı bir coğrafyayı istemiyor.

Bu koşullarda Türkiye kendini hür dünyaya göre yapılandırmalıdır. Bir cehennem azabından başka bir anlama gelmeyen şeriatçı siyasal gericiliğe saplanıp kalmak geri dönüşü olmayan bir felakettir.

TC devletinin yönlendirdiği tüm sağ ve sol anlayışlar Filistin gericiliğini destekledikleri için İsrail’e karşı tavır alıyorlar. Çünkü İsrail devleti Türklerin Osmanlı toprakları üzerindeki hükümranlık emellerine karşı önemli engeldir.

Türkiye’de her kes Osmanlı devletinin dağılıp toprak kaybetmesine üzülürler. Çünkü devrimcilik, ilericilik, evrensel görüntüler hepsi maskedir. Kuzey Kürdlerinin Türkiyelilik politkasının başarılması için “made in Turkey” maskesi kullandıkları teşhir olup tarihe karışacaktır…

Türkiye, henüz ilan edilmemiş Kürdistan devletine karşı düşmanca davranarak bile bile bu sonuçsuz yanlışa girmesi saçmalıktır.

Türkiye’nin henüz ilan edilmemiş Kuzey Iraktaki ve Rojavadaki Kürdistan devletini tanımak zorundadır.

Kürdler Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu biliyorlar. Batı ittifakında olmak Türkiye’de yaşayan Kürdlere yetiyor. Kürdlerin NATO alanlarında sorun çıkarması ancak TC’nin derin tahrikiyle mümkün olur.

Burada yaşayan Kürdleri derin projelerle harekete geçirilip tahrik edilerek ve yönlendirilerek Kürdlerin itibarı yok etmeye çalışıldı ama bu derin politikanın TC derin İslamcı, yayılmacı devletinin bir projesi olduğunu dünya biliyor.

TC tarafından boşuna çok masraf yapıldı. Örtülü ödenekleri daha verimli alanlara kaydırmaları gerekiyordu!

TC Kürdleri tuzağa düşürdü. Kuzey Kürdistan NATO sınırları dâhilindedir. NATO ülkeleri ise AKP’nin finanse ettiği gerici DAİŞ’e karşı savaşan Kürdlerin müttefikleridirler.

TC IŞİD’i destekleyerek NATO’ya oyun oynadı. TC, Kuzey Kürdlerini ismi konmamış hareketlere yönlendirerek Kürdieri NATO karşısında güvensizleştirmek istedi ama başaramadı. Bununla TC, Kürdleri oyuna getirerek güvenilirlik zaafiyeti oluşturmak istendi ama başaramadı.

Sömürge altındaki Kürdlerin, sömürgeci Türkiye’nin demokratik işleyişine katkı sunmalarının ismi doğru konmalıdır!

Bölgede ve dünya gündeminde birinci sırada yer alan Kürdlerin kendi ulusal haklarının evrenselliğini unutarak IŞİD terör örgütünün finansörü Türkiye işbirliğinden kurtulması için Kürd ulusundan özür dileyip TC meclisini terk etmeleri gerekiyor.

IŞİD ve destekçisi AKP iktidarı dünyanın lanetini hak etmiş duruma geldiğinde Kürdlerin Türkiyelilik siyasetinde ısrar etmesinin ismi işbirlikçiliktir. Kürdleri Türkiyelilik siyasetine çeken TC’dir.

Kürd vicdanı, Kürdlerin ulus olmaktan kaynaklanan kaderini belirlemelidir. NATO’ya bağlı Türkiye’de bağımsızlık mümkün olmadığına göre, MİT Müsteşarından ve onun Kürd çevresinden uzak bir şekilde Kürd iradesini ortaya çıkarmalıdır.

Kürd vekiller Türkiye Büyük Millet Meclisi’inde değil, Kürdlerin kaderini demokratik biçimde federasyon olarak Kürd meclisini teşkil ederek tayin etmelidirler.

Sihirli eller tarafından öne çıkarılmış Kürd egemen siyasal aktörlerin Kürdlerin kaderi hakkında tartışmaları bu yöne kaydırılmasının önünde engel olmaktan çıkmalıdırlar artık!

 

Yorum bırakın