kaniyasor

kaniyasor.WordPress.com

KÜRDİSTAN ULUS DEVLETİNE KARŞI TAMPON TC SİYASETİ

Posted by kaniyasor 8 Haziran 2016

k.y.Kanî Yado – 08.06.2016:

TC, Kürdistan’ın kalbi durumundaki Güney Kürdistan parçasına karşı tampon bölgeler inşa etme, tampon siyasetler inşa etme çabası Osmanlı İttihat ve Terakki iktidarından beri devam etmektedir.
Burada temel mesele Kürdistan’ın devletleşmesini engellemektir. TC’nin biçimlendirdiği Kürd ve Türk siyasetleri bu gerçeği kabul etmezler. Çünkü Türk milli siyasetini esas alacak çizgiyi benimsemişler.
Türkiye’de TC’nin yönlendirdiği her kes ve her örgüt Filistin Ulus Devletinden yanadırlar ve Kürdistan’ın devletleşmesine karşıdırlar. Bu ince nokta ile TC’nin nasıl insan beynine ve örgütlere fikir ihraç ettiği anlaşılıyor!
Şimdi TC’nin misyonerliğine soyunan işbirlikçi Kürd öğeler ulus devlet konusunu Kürdlerin devletleşmesine karşı kullanmaktadırlar.
Kürd ulusu devletleşmeden bölgede devletler topluluğuna katılması mümkün olmaz. Devleti olmayan bir ulusun uluslar arası temsili yoktur.
Ulus devletin  tartışıldığı süreç ulusların devlet olduktan sonra demokratik uygarlık sürecine evirildiği olgunlaşma dönemidir.
O aşamada ulus devletler birliği oluşur. Avrupa’da ulus devletlerin oluşturduğu birlik Avrupa Birliği denen ulus devletler topluluğunu oluşturdu.
Kürd ulusu henüz devletleşmeden ulus devletin gereksizliğinden bahseden Türkiyelilik politikası mimarlarının TC misyonerliğini temsil ettikleri gerçeği Kürdler tarafından anlaşılmalıdır.
Kürdistan kırsal kesimi ağırlıklı Kürd siyasal dinamizmi her önüne çıkan bir görüşün üstüne atlamamalıdır. Şimdi çağın fikirleri mazlum halklar için çok sinsi biçimde tuzak olarak kurulabiliyor.
Eskiden mahallemizin üfürükçüleri halkın bilmediği Arapça dilinden bir kaç cümle ile ilgi odağı olabiliyordu. Şimdi aynı durum Kemalizm’in bataklığında Türk diliyle icra ediliyor. Kemalizm’in ve İslam toplumlarının karanlık bataklığında  ulus devlete karşı olmak ancak karanlık siyasetin derin tercihi olabilir.
Kuzey Kürdistan Kürdleri daha çok Türkiye’nin bölgede önemli güç olmasına hizmet eden bir siyasal yapılanma için yönlendirilmiştir. TC bunun için çok yatırım yapmış, gerekli yönlendirmede başarılı olmuştur.
Daha işin başına TC kendi elemanlarıyla  yönlendirmeyi finanse etmeleri ve siyasal bir tercih dayatmaları bilinen bir gerçektir.
İşbirlikçilik her kesin iradesiyle olması mümkün değildir ama işbirlikçi güç, inisiyatifi eline alarak bir ulusu yanlış yönlendirilebiliyor. Bunun dünyada örneği çok olduğu gibi Kürdler de çok yaşıyor.
Ümmetçilik başlı başına en büyük örnektir. Ümmetçilik de Kürtlerin devlet olmama tercihine hizmet ediyor.
Başka parçalarda Kürdlerin el altında Arap misyonerlerinin ümmet anlayışı denge tercihlerinde kararsızlıklara neden oluyor.
Uygar dünya dinamikleri Kürdlerin dini tercihlerine karışmaz ama çağa karşı direnmeyi esas alan gerici faaliyetleri dünya için tehlike olarak kabul ediyor. Bu tehlike var olduğu için Kürdistan’ın laik demokratik bir partner olması tüm uygar ülkeler tarafından tercih ediliyor.
Kürdler eğer bu gerçeği kavrayıp duruşlarını belirlerlerse devletleşmeye bir engel kalmıyor ve hiç kimse engel olamaz ama yeni gerici bir İslam devleti oluşup dünyanın başına yeni bir bela eklenmesi hiç istenmiyor.
Bazı insanlarımız din yoluyla Müslüman Kürdler için siyasal cazibe oluşturmayı söylemeleri hiç de iyi niyetli değildir. TC Kürdleri İslam’ın çıkmaz sokaklarına saplamak için yoğun bir çaba içinde oluyorsa dünya insanlığının gözünden düşürüp  Kürdistan için dayanak olan dengede kalmasını istememesinden dolayıdır.
Güney Kürdistan’ın devletleşme aşamasına gelmesi, Türkiye’yi kızdırması çok doğal olduğu gibi, Türkiye’ye göbekten bağlı derin siyasetin  magandaları da tepki gösterebilirler. Bu beklenen bir olaydır.
Kürdistan toplumu kendine özgü ulusal değerleri ile Arap köleci toplum kültüründen arınarak, bağımsız bir kimliğe kavuşturarak  ulusal kimliğiyle dünya milletler camiasında  yer almasını  bekliyoruz.
Bilim ile, insanlık erdemleri ile buluşmanın çok kolaylaştığı günümüzde hala çöl yaşamını din üzerinden topluma dayatmanın dünyanın başına bela olan IŞİD terör yandaşı olmakla aynı anlama gelir.
Dengelerin altüst olduğu günümüzde Kürdlerin çoğulcu laik demokratik sisteme kavuşması kolaylaşıyor. Yeter ki, Kürdler Kemalist ve arabesk masallarıyla insanları karanlığa çeken din istismarcısı mahalle hokkabazlarının etkisinden kurtulup çağdaş düşüncelerle barışık hale gelsinler.

 

 

Yorum bırakın