TÜRKİYE’DE MUHALEFET DE İKTİDAR GİBİ GERİDİR

Kani Yado – 13.11.2016

Tüm İslam ülkelerinde iktidarlaşan asalak üst sınıf ile muhalif güçler doğaları gereği geri olurlar. Bölge gericiliğinin Osmanlı mirasçısı Türkiye de hala gericiliğin öncüsü olduğunu gösterdi.

Türkiye’de ırkçı muhafazakar Ak Parti ismiyle iktidarlaşan geleneksel gerici din istismarcılarının Ak Parti iktidarına karşı, TC devlet korumacılığından başka amacı olmayan muhaliflerinden oluşan milliyetçi sol ve diğer muhalif Alici, Ömerci, Osmancı, Yezitçi çöl inanç düşkünlerinden oluşan Türkiyelilik politikası ne kadar çağdaş olabilir!

Yaşam felsefelerinde çöl geriliği olan bu unsurların rant mücadelesinin içine çekilmek istenen Kürd sorunu ise ulusal meseledir. Kürd ulusal sorununu Türkiyelilik siyasetiyle işgalci, talancı ve yalancı Türk siyasetinde boğmaya çalışan akıl faşizmin TC aklıdır.

Türkiyelilik politikası oyununa alet ederek Kürd siyasal dinamizmini Ankara siyasetine kurban etmek isteyen  işbirlikçi dinamikler Kürd ulusal mücadelesini temsil eden siyasal dinamikler değildir.

Kürdleri Ankara siyasetinde oyalayıp asimilasyonu uzun yıllara yaymak iyi niyet belirtisi olmasa gerek!

Din ve siyaset tarihiyle yaşıt olan köleci toplum sistemiyle siyasal alanda aktifleşip kuduran akıl, günümüze kadar kendini tahakküm güdüsüyle her sistemde yaşatabiliyor.

İşte Türkiye! Din ve siyaset fanatikleri gibi özgürlüğe düşman olan, Recep Tayyip Erdoğan ve benzeri baş belası tabu önderlikler yaratan, önderliklerin kapıkulluğu biçiminde yapılanan aklın aklıselim olduğunu iddia etmek mümkün mü?

TC, Kürdleri ucuz pazarlığa ikna etmek için baskı kurmaya devam edecek ve Kürdleri Türkiyelilik taşeron politikasına devam etmek için razı etmeye çalışacak. IŞİD üzerinden amacına kavuşamayan TC, Kürdler üzerinden amacına ulaşmaya gayret ediyor.

TC devleti bu sırada çağla uyum içinde olmayan geri sınıf ve inanç kargaşası içinde iç çatışma halindedir.

Devletin her bir siyasal kanadına yapışıp yaşamını sürdüren Kürd ve Türk muhalif siyasetler bu devletin iç çatışmasında nasibini alıyor.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş biçiminde ve siyaset felsefesinde faşizm vardı ve tekbirle doping yapılarak daha güçlü olarak kurumlaştı. Şimdi çöl arabesk ve akıncı barbarlık imanı ile daha da güçlendirildi, iç dinamiklerle yıkılmayacak derecede güçlendi.

Faşizm iç dinamiklerle hiç bir zaman yıkılmaz. Alman Nazileri ve müttefiklerine karşı dünya aklıselimi birleşmişti.

Şimdi TC destekli DAEŞ’e karşı da dünya aklıselimi Kürdlerle birlikte omuz omuza çöl faşizmine karşı savaşıyor.

DAEŞ yenildiğinde TC faşizminin balonu söner. 2. Dünya savaşında faşizm yenilince CHP’nin de balonu sönmüştü ve parlamentoda dibe vurdu. Tarih şimdi tekerrür ediyor Türkiye’de.

CHP’nin tekbirli üfürükçü kanadı Ak Parti dibe vuracak. Komşumuz Türkiye’nin içişlerine karışmış gibi olmayalım ama Hakan Fidan ile “barış ve çözüm” yutturması şeklinde askeri ve sivil generallerle yapılan görüşmelerde ne gibi kararlar alındığını ancak bazı olayların sonuçlarında fark edebiliyoruz.

HDP de bu gizli görüşmelerin mağdurudur. İradesini siyasi tabulara, çöl şeriatçı ve gerici Alicilere, barbar şeriatçı Yezitçilere kaptıracak kadar düşürülmüş toplumlarda zalimlerin manevra imkanları oldukça fazladır.

Dincilik üzerinden Filistini, Kürdistanı Osmanlı mirasçılığı amacıyla tekrar egemenliği altına almak, TC derin devletinin stratejik hedefidir.

TC ürünü Konfederalizmi savunan tüm işbirlikçi zavallılar da bu planın birer parçalarıdırlar. CHP Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucu partisidir, bu partinin ve türevlerinin her refleksi taktiktir…

Türk gerici sağ ve devlet solu unsurları, TC devlet mantığıyla Kürdlerin kafasını bulandırmak için sinsice yanaşıyor ve zehirlerini döküyorlar. Bütün çabaları, TC devletinin güçlendirilmesi için Kürdleri Türkiyelilik politikasında düşkünlüğe çekmektir.

Kürdistan’ın devletleşmesinden yana olmayan her siyasal anlayış TC devlet mantığıdır.

Faşizm ve Nazizm 19. Yüzyıl Avrupasının  Nasyonal sosyalizm dedikleri muhafazakar milliyetçi toplumcu siyasetidir. TC devlet politikasının altyapısını oluşturan milli stratejilerinde  Ortadoğu çöl inançlarının korkuluklar mezarlığının bulunması 19.Yüzyıl felaketi olan faşizmle kardeşleşmesini kolaylaştırıyor.

Kamusal mülkiyete dayalı köleci din sistemlerinin karanlığında yaşayanların çağımızın sistemlerini eleştirmeleri komik görünür.

Ortadoğu karanlık korkuluklar mezarlığında biçimlenen Alici, Muaviyeci, Yezitçi birey, kurum ve siyasetler kendilerini binlerce yıllık gerilikten kurtarmaları zordur. Evlerinde  otursalar ve ağdaş gelişmelerin önünde egnel olmasalar dünyaya iyilik yaparlar.

Bağımsız Birleşik Kurdistan amacımız, çağın dünya gereksinimleriyle ve  siyasal gerçekleriyle daha azimli hale geliyor.

Çağın siyasal çözüm yöntemleri geleneksel kapı kullarının karşısında özgür insan duruşuyla dipdiridir. Bu duruşun sahipleri, düşmanın kurşunlarıyla toprağa düşenlerle bitmeyen çoğunluktadır.